Günümüzde teknolojik gelişmelerin hızla yayılması ve küresel ticaretin artmasıyla birlikte, buluş sahiplerinin sadece kendi ülkelerinde değil, dünya genelinde de fikirlerini koruma altına almaları büyük önem taşımaktadır. Bu bağlamda, yurtdışı patent başvuruları, buluşların uluslararası alanda korunmasını sağlayan temel araçlardan biridir.
Patentlerin Sınırları: Neden Sadece Türkiye'de Alınan Bir Patent Yeterli Değil?
Patentler "territorial rights" yani bölgesel haklar olarak tanımlanır. Bu şu anlama gelir: Bir patent yalnızca verildiği ülke veya bölge sınırları içinde geçerlidir. Örneğin, Türkiye'de alınmış bir patent, sadece Türkiye içinde buluş sahibine koruma sağlar. Eğer aynı buluş Almanya, Çin veya Amerika Birleşik Devletleri gibi ülkelerde patentlenmemişse, o ülkelerde başkaları bu buluşu serbestçe üretebilir, kullanabilir, ithal edebilir ve satabilir. Bu durum, özellikle ihracat yapan, küresel pazarlarda rekabet etmeyi hedefleyen şirketler için büyük bir risk teşkil eder.
Yurtdışı Patent Koruması Ne Sağlar?
Yurtdışında patent alınması, buluş sahibine o ülke veya bölgede tekel niteliğinde bir koruma sağlar. Bu da demektir ki:
- Rakip firmalar patentle korunan teknolojiyi o ülkede izinsiz kullanamaz.
- Patent sahibi, lisans anlaşmaları yaparak gelir elde edebilir.
- Yabancı firmalarla dış kaynak kullanımı (outsourcing) ilişkileri geliştirilebilir.
- O pazarda güvenle iş birliği yapılabilir, yatırım alınabilir ya da stratejik ortaklıklar kurulabilir.
Örnek: Elektrikli Araçlar İçin Yeni Nesil Batarya Teknolojisi
Diyelim ki Türkiye’de bir mühendis, elektrikli araçlar için daha hızlı şarj olan ve daha uzun ömürlü bir batarya geliştirdi ve bu buluşunu Türk Patent ve Marka Kurumu’ndan tescil ettirdi. Ancak bu kişi, aynı başvuruyu Avrupa Patent Ofisi (EPO) veya Amerika Birleşik Devletleri Patent ve Marka Ofisi (USPTO) nezdinde yapmazsa, bu teknolojisi Almanya ya da ABD’de korunmaz. Bu da, büyük otomotiv firmalarının aynı teknolojiyi orada serbestçe kullanabileceği anlamına gelir. Oysa söz konusu kişi, bu ülkelerde de patent almış olsaydı, bu firmalar ancak kendisinden lisans alarak bu teknolojiyi kullanabilirdi.
Sonuç: Stratejik ve Küresel Düşünmek Gerekir
Küresel pazarda varlık göstermek isteyen her buluş sahibinin, patent stratejisini de uluslararası düzeyde planlaması gerekir. Bu nedenle, PCT (Patent İşbirliği Antlaşması) sistemi gibi uluslararası başvuru yollarıyla, buluşun birden çok ülkede korunması mümkün hale gelmektedir. Özellikle ihracat yapan firmalar, Ar-Ge yapan kuruluşlar ve teknoloji girişimleri için bu konu vazgeçilmez önemdedir.
Unutulmamalıdır ki, güçlü bir patent portföyü, sadece bir koruma aracı değil, aynı zamanda ticari bir pazarlık kozu ve marka değerini artıran önemli bir unsurdur. Ayrıntılı bilgi almak için 0216 553 22 23 telefon üzerinden hemen bizimle iletişime geçebilirsiniz. İletişim bilgilerimiz için tıklayın.