WhatsApp için hemen ikona tıklayın

Patent

Patent (133)

Patent ile ilgili soruları burada bulabilirsiniz :

Bir Patentin Geçerlilik Süresi Dolduktan Sonra Yeniden Tescil Edilebilir Mi?

Aynı Patenti Yeniden Almak , ticari sır , Ticari Marka , Yeni Patent Başvurusu , Patent süresi dolduğunda , Ek Koruma Sertifikası , SPC , Patent Süresi , Patentte 5 yıla kadar ek koruma , ek teşvikler ve uzun patent süresi

Hayır, bir patentin geçerlilik süresi dolduktan sonra yeniden tescil edilmesi mümkün değildir. Patentler, başvuru tarihinden itibaren maksimum 20 yıl koruma sağlar ve bu sürenin sonunda kamu malı (public domain) haline gelir. Yani, artık herkes bu buluşu serbestçe kullanabilir, üretebilir ve satabilir.

Ancak, bazı durumlarda buluş sahibi veya şirketler, patent korumasını uzatmak veya yeni haklar elde etmek için farklı stratejiler geliştirebilir. Şimdi bu konuyu detaylıca inceleyelim.

1. Patent Süresinin Uzatılması Mümkün mü?

Genel olarak, patent süresi uzatılamaz. Ancak bazı istisnalar bulunmaktadır:

a) Ek Koruma Sertifikası (SPC - Supplementary Protection Certificate)

Özellikle ilaçlar ve tarım kimyasalları (pestisitler) için, ruhsatlandırma süreçleri uzun sürdüğünden Avrupa Birliği ve bazı ülkeler 5 yıla kadar ek koruma sağlayan SPC sistemini kullanır.
Örnek:

  • Pfizer’in geliştirdiği Lipitor (Atorvastatin) ilacının patenti 2011’de doldu, ancak SPC sayesinde koruma süresi uzatıldı.
  • Bayer’in ünlü ilacı Aspirin için zamanında SPC alınsaydı, piyasadaki jenerik ilaç üretimi daha geç başlayabilirdi.

b) Yetim İlaç (Orphan Drug) Statüsü

ABD’de FDA, AB’de EMA, belirli nadir hastalıklar için geliştirilen ilaçlara ek teşvikler ve daha uzun patent süresi tanıyabilir.
Örnek:

  • Spinraza (Nusinersen), SMA hastalığı için geliştirilen bir ilaç olup, yetim ilaç statüsü sayesinde daha uzun süre patent korumasına sahip oldu.

c) Özel Yasal Düzenlemeler

Bazı ülkeler, kritik teknolojiler veya ulusal çıkarlar söz konusu olduğunda patent süresini uzatmak için özel düzenlemeler yapabilir.

2. Patent Süresi Dolduğunda Ne Olur?

Patent süresi dolduğunda, buluş kamu malı olur ve herkes tarafından serbestçe kullanılabilir. Şirketler ve bireyler, bu tür eski patentleri analiz ederek kendi üretim süreçlerini geliştirebilir.

Örnek:

  • Paracetamol: 1893’te keşfedildi ve 20. yüzyılda patent süresi doldu. Günümüzde herkes paracetamol bazlı ilaç üretebiliyor.
  • 3D yazıcı teknolojileri: İlk temel patentler 1980’lerde alınmıştı. 2000’lerde bu patentlerin süresi dolunca, düşük maliyetli 3D yazıcılar piyasaya çıktı.

3. Patent Süresi Dolduğunda Aynı Buluş Yeniden Patentlenebilir mi?

Hayır, aynı buluş için tekrar patent alınamaz. Ancak, bazı şirketler veya mucitler farklı yollarla patent korumasını devam ettirmeye çalışabilir:

a) İyileştirilmiş Sürüm İçin Yeni Patent Başvurusu

  • Aynı buluşun daha gelişmiş bir versiyonunu yaratarak yeni bir patent almak mümkündür.
    ???? Örnek:
  • Eski bir ilaç formülüne farklı bir bileşen ekleyerek yeni patent almak.
  • Otomotiv sektöründe, eski bir motor tasarımını daha verimli hale getirerek yeni bir patent başvurusu yapmak.

b) Ticari Marka Kullanımı

  • Patent süresi dolan bir ürün, markalaşma yoluyla korunabilir.
    ???? Örnek:
  • Aspirin’in patenti 1900’lerde sona erdi, ancak Bayer firması hâlâ “Aspirin” ismini ticari marka olarak koruyor.
  • Coca-Cola formülü hiçbir zaman patentlenmedi, ancak marka hâlâ güçlü şekilde korunuyor.

c) Ticari Sır Stratejisi

  • Eğer patent süresi dolmuşsa, ancak teknik detaylar kamuya açıklanmamışsa, ticari sır olarak korunabilir.
    ???? Örnek:
  • Coca-Cola’nın formülü ticari sır olarak saklanmıştır ve hiç patentlenmemiştir.
  • WD-40 yağlayıcısının formülü patentlenmediği için kamuya açık hale gelmedi.

Aynı Patenti Yeniden Almak Mümkün Değil!

  • Bir patentin süresi dolduğunda, aynı buluş için yeniden patent almak mümkün değildir.
  • Ancak, bazı istisnai durumlarda (SPC, yetim ilaç statüsü gibi) ek koruma alınabilir.
  • Şirketler, buluşlarının korumasını uzatmak için ticari sır, yeni patentler veya ticari markalar gibi stratejiler kullanabilir.

Özetle: Patent süresi dolan bir buluş, kamu malı haline gelir ve herkes tarafından kullanılabilir. Bu yüzden, firmalar inovasyon yaparak sürekli yeni patentler almak zorundadır. Ayrıntılı bilgi almak için 0216 553 22 23 telefon üzerinden hemen bizimle iletişime geçebilirsiniz. İletişim bilgilerimiz için tıklayın.

 
[...]

Read more

Patent Başvurusu Sırasında Buluşun Prototipinin Sunulması Zorunlu Mudur?

şüpheli bulunan buluşlar , Tıbbi cihaz buluşları , kimya alanındaki buluşlar , Biyoteknoloji alanındaki buluşlar , rüzgar türbini buluşu , Yapay zeka tabanlı buluşlar , ilaç molekülü buluşları , Patent Başvurusunda Prototip , Patent Başvurusunda Prototip Gerekmez

Hayır, patent başvurusu sırasında buluşun bir prototipinin sunulması zorunlu değildir. Patent sistemi, buluşların yazılı olarak açıklanması esasına dayanır. Yani, bir buluşun patentlenebilmesi için, buluşun nasıl çalıştığını ve nasıl üretilebileceğini açıklayan detaylı bir tarifname, istemler ve gerekiyorsa çizimler sunulmalıdır. Ancak, başvurunun kabul edilmesi için fiziksel bir prototipin patent ofisine sunulması gerekmez.

Patent Başvurusunda Prototip Gerekmez Ama Açıklama Şarttır

Patent sisteminin temel prensibi, buluş sahibinin buluşunu detaylı bir şekilde açıklaması karşılığında belirli bir süre için münhasır haklara sahip olmasıdır. Bu nedenle, patent başvurusu sırasında yapılan açıklamanın, konuya hâkim bir kişinin buluşu uygulamaya koyabilecek düzeyde ayrıntılı olması gerekir. Eğer tarifname eksik veya yetersiz olursa, patent başvurusu reddedilebilir veya geçersiz hale gelebilir.

Örneğin:

  • Yeni bir tür rüzgar türbini geliştirdiğinizi düşünelim. Başvuru sırasında prototipini sunmanıza gerek yoktur, ancak türbinin nasıl çalıştığını, hangi malzemelerin kullanıldığını ve nasıl üretileceğini tarifnamenizde açıkça belirtmeniz gerekir.
  • Yapay zeka tabanlı bir tıbbi teşhis algoritması geliştirdiyseniz, kodun tamamını sunmanız gerekmez, ancak algoritmanın nasıl çalıştığını, hangi verileri işlediğini ve hangi teknikleri kullandığını açıklamanız gerekir.
  • Yeni bir ilaç molekülü bulduğunuzu varsayalım. İlacın kimyasal yapısını, sentez yöntemlerini ve klinik etkilerini açıklamanız gerekir. Ancak ilacın fiziksel bir örneğini sunmanız gerekmez.

Bazı Özel Durumlar

Birkaç durumda, prototip olmasa da, buluşun çalıştığını kanıtlayan ek veriler gerekebilir:

  1. Biyoteknoloji ve kimya alanındaki buluşlar

    • Eğer bir yeni bakteri türü, genetik mühendislik ürünü bir organizma veya biyolojik bir madde geliştirdiyseniz, patent başvurusu sırasında uluslararası depo merkezi (Budapeşte Anlaşması çerçevesinde) numune saklamanız gerekebilir.
    • Örneğin, antibiyotik üreten yeni bir bakteri keşfettiyseniz, bu mikroorganizmayı yetkili bir kurumda saklatmanız gerekebilir.
  2. Fiziksel olarak inşa edilmesi zor veya şüpheli bulunan buluşlar

    • Eğer buluşunuzun gerçekten çalışıp çalışmadığı konusunda şüpheler varsa, patent ofisi ek kanıtlar isteyebilir.
    • Örneğin, "Işık hızını aşan bir makine" icat ettiğinizi iddia ediyorsanız, bunu fiziksel olarak gösterecek deneysel veriler veya bilimsel açıklamalar sunmanız gerekebilir.
  3. Tıbbi cihazlar ve farmasötik ürünler

    • Patent başvurusu sırasında prototip gerekmez, ancak ticari kullanıma geçmeden önce klinik deneyler ve düzenleyici onaylar (FDA, EMA gibi kurumlar tarafından) gerekebilir.
Sonuç

Patent başvurusu sırasında prototip sunulması gerekmese de, buluşun açık ve net bir şekilde anlatılması zorunludur. Eğer tarifname yetersizse, başvuru reddedilebilir veya patent geçersiz hale gelebilir. Ancak bazı özel durumlarda, ek deneysel veriler veya biyolojik numuneler sunmak gerekebilir.

Yani, icadınızın kağıt üzerinde net bir şekilde açıklanması ve çalıştığını gösteren teknik detayları içermesi yeterlidir. Ama yine de prototip üretmek, yatırımcıları ve lisans almak isteyen şirketleri ikna etmek açısından faydalı olabilir. Ayrıntılı bilgi almak için 
0216 553 22 23 telefon üzerinden hemen bizimle iletişime geçebilirsiniz. İletişim bilgilerimiz için tıklayın.
[...]

Read more

Patent Hırsızlığı Nasıl Önlenir?

Patent Başvurusu , fikri mülkiyet hakları , Patent Uluslararası Koruma , Patent Gizlilik Sözleşmeleri , patent portföyü , Ticari Sırları , Patent İhlalleri , Patent izleme hizmetleri , Google Patents , Espacenet , Patent Hakkınızı Savunma

Patent hırsızlığı, bir kişinin veya şirketin, başka birine ait olan patentli bir buluşu izinsiz olarak kullanması, üretmesi, satması veya pazarlaması anlamına gelir. Patent sahipleri, bu tür ihlalleri önlemek için çeşitli stratejiler uygulayabilir.

Patent hırsızlığını önlemek için:

  1. Patent başvurunuzu hızla yapın ve uluslararası alanda koruma sağlayın.
  2. Gizlilik sözleşmeleri (NDA) kullanarak bilgilerinizi güvence altına alın.
  3. Ticari sırlarınızı ve Ar-Ge bilgilerinizi dijital olarak koruyun.
  4. Patent ihlallerini takip edin ve hukuki süreçleri yönetin.

1. Patent Başvurusu Yaparak Hukuki Koruma Sağlayın

Patent hırsızlığını önlemenin en temel yolu, buluşu mümkün olan en kısa sürede patent altına almaktır. Patent, buluş sahibine münhasır haklar tanır ve üçüncü tarafların izinsiz kullanımlarına karşı hukuki koruma sağlar.

Öneriler:

  • Buluşunuz için ön araştırma yaparak benzer patentleri kontrol edin.
  • Ulusal ve uluslararası patent başvurularınızı tamamlayarak koruma alanınızı genişletin.
  • Tescil sürecini hızlandırmak için incelemeli patent başvurularını tercih edin.

Örnek: Bir girişimci, geliştirdiği yeni nesil kablosuz şarj teknolojisini önce Türkiye'de, ardından PCT (Patent İşbirliği Anlaşması) sistemi ile uluslararası alanda patent altına alarak koruma sağlayabilir.

2. Fikri Mülkiyet Haklarınızı Uluslararası Korumaya Alın

Patent yalnızca tescil edildiği ülkede geçerlidir. Eğer buluşunuzu uluslararası alanda kullanmayı planlıyorsanız, patent başvurunuzu hedef ülkelerde de yapmalısınız.

Uluslararası Koruma Seçenekleri:

  • PCT (Patent İşbirliği Anlaşması) Başvurusu: Tek bir başvuru ile 150’den fazla ülkede geçerlilik sağlayan bir sistemdir.
  • EPO (Avrupa Patent Ofisi) Başvurusu: Avrupa ülkelerinde tek başvuru ile koruma sağlar.
  • Ülkesel Başvurular: Özel olarak belirli ülkelerde patent başvurusu yapabilirsiniz (ABD, Çin, Almanya vb.).

Örnek: Bir Türk mühendis, geliştirdiği yenilikçi güneş paneli teknolojisini PCT üzerinden küresel çapta koruma altına alarak hırsızlığa karşı önlem alabilir.

3. Gizlilik Sözleşmeleri (NDA) Kullanın

Patent başvurusu yapılmadan önce, buluş hakkında bilgi paylaşılması gerekebilir. Bu durumda Gizlilik Sözleşmesi (NDA - Non-Disclosure Agreement) imzalamak büyük önem taşır.

Kimlerle Gizlilik Sözleşmesi Yapılmalıdır?

  • Yatırımcılar ve iş ortakları
  • Üreticiler ve tedarikçiler
  • Çalışanlar ve Ar-Ge ekipleri

Örnek: Bir girişimci, yeni bir akıllı saat tasarımını üretici firmalarla paylaşmadan önce gizlilik sözleşmesi imzalatarak fikir hırsızlığını önleyebilir.

4. Patent Portföyünüzü ve Ticari Sırlarınızı Koruyun

Buluşunuzun yalnızca patent korumasına değil, aynı zamanda ticari sır olarak da korunmasına ihtiyacı olabilir.

Öneriler:

  • Önemli Ar-Ge bilgilerini yalnızca belirli kişilere erişilebilir hale getirin.
  • Dijital verilerinizi şifreleyin ve güvenli bulut sistemlerinde saklayın.
  • Patent başvurusu yapmadan önce, rakiplere karşı dikkatli olun.

Örnek: Coca-Cola, formülünü ticari sır olarak koruyarak, patent almanın ötesinde bir güvenlik sağlamıştır.

5. Patent İhlallerini Aktif Olarak Takip Edin

Patent ihlallerini önlemek için, pazarınızı sürekli izlemeli ve rakiplerinizi takip etmelisiniz.

Patent İhlali Takibi İçin Yöntemler:

  • Patent izleme hizmetleri kullanın (Google Patents, Espacenet vb.).
  • Rakip firmaların yeni patentlerini düzenli olarak inceleyin.
  • Pazar analizleri yaparak, benzer ürünleri denetleyin.

Örnek: Apple, akıllı telefon sektöründe rakiplerinin patent ihlallerini takip ederek gerektiğinde hukuki süreç başlatmaktadır.

6. Patent İhlali Durumunda Hukuki Süreç Başlatın

Eğer patentiniz izinsiz kullanılıyorsa, ilgili firmaya önce ihtarname gönderilmeli, ardından hukuki işlem başlatılmalıdır.

Patent Hakkınızı Savunma Yolları:

  • Patent sahibi olarak ihlal eden firmaya resmi ihtar gönderin.
  • Patent davası açarak maddi tazminat talep edin.
  • Gümrük tedbirleri uygulayarak taklit ürünlerin ülkeye girişini engelleyin.

Örnek: Bir ilaç firması, yeni geliştirdiği bir antibiyotiğin izinsiz üretilmesi durumunda patent ihlali davası açarak milyon dolarlık tazminat kazanabilir.

Sonuç

Patent hırsızlığını önlemek için:

  1. Patent başvurunuzu hızla yapın ve uluslararası alanda koruma sağlayın.
  2. Gizlilik sözleşmeleri (NDA) kullanarak bilgilerinizi güvence altına alın.
  3. Ticari sırlarınızı ve Ar-Ge bilgilerinizi dijital olarak koruyun.
  4. Patent ihlallerini takip edin ve hukuki süreçleri yönetin.

Patentinizin çalınmasını önlemek için proaktif olmak ve fikri mülkiyet haklarınızı bilinçli bir şekilde yönetmek büyük önem taşır.  Ayrıntılı bilgi almak için 0216 553 22 23 telefon üzerinden hemen bizimle iletişime geçebilirsiniz. İletişim bilgilerimiz için tıklayın.[...]

Read more

Patent Aldıktan Sonra Ne  Yapmalıyım?

Patent belgelerinin kontrolü , Patent yıllık ücretleri ödenmesi , Buluşu ticarileşmesi , Patentte Uluslararası koruma , Buluşu geliştirmek , Patent için teşvik ve vergi avantajları , patent belgesi , Patent Haklarınızı Koruyun , Patent İhlalleri , Buluşunuzu Güncel Tutun , Vergi ve Teşvik Avantajları , patent vekili

"Patent aldıktan sonra ne yapmalıyım?" sorusu, buluşunuzu korumak ve değerlendirmek için atmanız gereken adımları kapsayan pratik ve stratejik bir konudur. Türkiye’de patent sistemi 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu (SMK) ile düzenlendiğinden, bu cevabı Türk hukuku çerçevesinde ve genel prensiplerle ele alacağız. Patent aldıktan sonra yapmanız gerekenler, hem yasal yükümlülüklerinizi yerine getirmeyi hem de buluşunuzdan maksimum fayda sağlamayı içerir. İşte adım adım rehber:

Özet: Patent Aldıktan Sonra Yapılacaklar

  1. Patent belgesini kontrol edip saklayın.
  2. Yıllık ücretleri düzenli ödeyin.
  3. Buluşu ticarileştirin (üretim, lisans, satış).
  4. İhlalleri takip edip haklarınızı koruyun.
  5. Uluslararası koruma düşünüyorsanız harekete geçin.
  6. Buluşu geliştirip yeni patentler alın.
  7. Kullanımı belgelendirin.
  8. Teşvik ve vergi avantajlarından yararlanın.

 

1. Patent Belgesini Kontrol Edin ve Saklayın

  • Belgeyi İnceleyin: Türk Patent ve Marka Kurumu (TPMK) tarafından verilen patent belgesini dikkatlice kontrol edin. Buluşun kapsamı (İstemler), koruma süresi ve diğer detaylar doğru mu emin olun. Herhangi bir hata varsa, TPMK’ya itiraz süresi içinde bildirin.
  • Güvenli Saklama: Patent belgesini fiziksel ve dijital olarak güvenli bir yerde saklayın. Bu belge, hukuki haklarınızı kanıtlamak için önemlidir.

2. Yıllık Ücretleri Ödemeye Devam Edin

  • Koruma Süresi: Türkiye’de patent koruma süresi, başvuru tarihinden itibaren 20 yıldır (SMK Madde 101). Ancak bu süre, yıllık ücretlerin düzenli ödenmesine bağlıdır.
  • Yıllık Ücretler: Patentinizin geçerliliğini sürdürebilmesi için her yıl TPMK’ya yıllık ücret ödemeniz gerekir (SMK Madde 101/3). Ödeme tarihlerini kaçırmamak için bir takvim oluşturun veya bir patent vekili ile çalışın.
  • Gecikme Durumu: Ücretler zamanında ödenmezse, 6 aylık ek süre içinde cezalı ödeme yapabilirsiniz. Aksi halde patent hakkınız sona erer.

3. Buluşunuzu Ticarileştirin

Patent aldıktan sonra buluşunuzu ekonomik bir değere dönüştürmek için çeşitli yollar izleyebilirsiniz:

  • Kendi Üretiminiz: Buluşunuzu bir ürün veya hizmet olarak piyasaya sürebilirsiniz. Üretim, pazarlama ve dağıtım için bir iş planı geliştirin.
  • Lisans Verme: Patentinizi başka bir şirkete veya kişiye lisanslayarak (kullanım hakkı vererek) royalty (telif) geliri elde edebilirsiniz. Lisans sözleşmesi hazırlarken bir avukata danışın.
  • Satış: Patent hakkınızı tamamen devredebilirsiniz. Bu durumda, devir işlemi TPMK siciline kaydedilmelidir (SMK Madde 114).
  • İş Ortaklıkları: Buluşunuzu geliştirmek veya pazarlamak için yatırımcılar veya ortaklarla işbirliği yapabilirsiniz.

4. Patent Haklarınızı Koruyun ve İhlalleri Takip Edin

  • Pazar Takibi: Piyasayı izleyerek patentinizin izinsiz kullanıldığından şüphelenilen durumları tespit edin. Rakiplerinizin ürünlerini veya teknolojilerini inceleyin.
  • Hukuki Adımlar: Eğer bir ihlal (patentinizi izinsiz kullanım) fark ederseniz, öncelikle ihlal eden tarafa bir ihtarname göndererek durumu bildirin. Çözüm olmazsa, SMK Madde 149 uyarınca patent tecavüz davası açabilirsiniz. Bu davalarda tazminat talep edebilir ve ihlalin durdurulmasını isteyebilirsiniz.
  • Vekil Kullanımı: İhlal takibi ve dava süreçleri için bir patent vekili veya avukatla çalışmak faydalı olabilir.

5. Patentinizi Uluslararası Alanda Genişletin (Opsiyonel)

  • Yurt Dışı Koruma: Patentiniz sadece Türkiye’de geçerliyse ve buluşunuzu başka ülkelerde de korumak istiyorsanız, patentinizi uluslararası alana taşıyabilirsiniz:
    • PCT Başvurusu: Patent İşbirliği Anlaşması (PCT) üzerinden 150’den fazla ülkede koruma talep edebilirsiniz. Türkiye’de başvuru yaptıysanız, 12 ay içinde PCT başvurusu yapma hakkınız var (rüçhan hakkı).
    • Doğrudan Başvuru: Belirli ülkelerde doğrudan patent başvurusu yapabilirsiniz.
  • Maliyet ve Strateji: Her ülkenin yıllık ücretleri ve başvuru masrafları farklıdır. Hangi pazarlarda aktif olacağınızı belirleyerek stratejik bir plan yapın.

6. Buluşunuzu Güncel Tutun ve Geliştirin

  • ArGe Çalışmaları: Patent aldığınız buluşu geliştirerek yeni versiyonlar veya ek özellikler için yeni patent başvuruları yapabilirsiniz. Bu, rekabet avantajınızı artırır.
  • Sicil Güncellemesi: Buluşunuzun sahibi değişirse (örneğin, devir veya miras yoluyla) veya adres gibi bilgiler güncellenirse, bunu TPMK siciline kaydettirin (SMK Madde 115).

7. Patentinizin Kullanımını Bildirin (Zorunlu Değil, Ancak Önerilir)

  • Türkiye’de patent sahipleri, patentin kullanılmadığını beyan etmek zorunda değildir, ancak kullanımın belgelenmesi avantaj sağlayabilir. Eğer patentiniz 3 yıl içinde kullanılmazsa, SMK Madde 121 uyarınca zorunlu lisans talebiyle karşılaşabilirsiniz. Kullanımı ispat etmek için üretim belgeleri, satış faturaları gibi kanıtlar tutun.

8. Vergi ve Teşvik Avantajlarından Yararlanın

  • ArGe Teşvikleri: Türkiye’de patent sahipleri, 5746 sayılı ArGe Teşvik Kanunu veya 4691 sayılı Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunu kapsamında vergi indirimleri, hibe veya desteklerden faydalanabilir. TPMK’dan patent belgenizle bu teşviklere başvurabilirsiniz.
  • Vergi Planlaması: Patentten elde ettiğiniz gelirlerin (lisans veya satış) vergilendirilmesi için bir mali müşavirle çalışın.


Özet: Patent Aldıktan Sonra Yapılacaklar

  1. Patent belgesini kontrol edip saklayın.
  2. Yıllık ücretleri düzenli ödeyin.
  3. Buluşu ticarileştirin (üretim, lisans, satış).
  4. İhlalleri takip edip haklarınızı koruyun.
  5. Uluslararası koruma düşünüyorsanız harekete geçin.
  6. Buluşu geliştirip yeni patentler alın.
  7. Kullanımı belgelendirin.
  8. Teşvik ve vergi avantajlarından yararlanın.


Önemli Not

Patent süreci ve sonrası, hem teknik hem de hukuki açıdan karmaşık olabilir. Bu nedenle, bir patent vekili veya hukuk danışmanı ile çalışmak, haklarınızı koruma ve ticarileştirme konusunda size büyük kolaylık sağlar. Ayrıca, her buluşun doğası farklı olduğundan, stratejinizi buluşunuza ve hedeflerinize göre özelleştirin.

Eğer spesifik bir durumunuz varsa (örneğin, buluşunuzu lisanslamak istiyorsanız), detay verirseniz daha özel öneriler sunabiliriz!  Ayrıntılı bilgi almak için 0216 553 22 23 telefon üzerinden hemen bizimle iletişime geçebilirsiniz. İletişim bilgilerimiz için tıklayın.[...]

Read more

Patent Süresi Uzatılabilir Mi?

Patent Süresi , Patent Süresinin Uzatılmaması , SPC , Ek Koruma Sertifikası , Patent Süresi Uzatılmayan Durumlar , Patentte Dikkat Edilmesi Gereken Noktalar , Patent Sonrası Kullanım ve Rekabet

Patentlerin süresi genellikle belirli bir süreyle sınırlıdır ve bu süre, başvurunun yapıldığı ülkenin yasal düzenlemelerine göre değişir. Türkiye’de, genel olarak patentlerin süresi, 20 yıl olarak belirlenmiştir. Ancak, patent süresinin uzatılmasıyla ilgili bazı detaylar ve özel durumlar bulunmaktadır.

1. Patent Süresi Nasıl Belirlenir?

Türkiye’de, Buluşlar için patent süresi 20 yıldır. Bu süre, patent başvurusunun yapıldığı tarihten itibaren başlar ve başvuru sahibi, patent süresi boyunca buluşunun korunmasını sağlayabilir. Patent süresi, ilk başvurudan itibaren kesintisiz 20 yıl sürer. Bu süre tamamlandıktan sonra patentin geçerliliği sona erer ve buluş kamuya açık hale gelir. Ancak, patent sahibinin belirli koşullarda patentin süresini uzatması mümkün değildir.

Örnek:
Bir teknoloji şirketi, geliştirdiği yeni bir mikroçip tasarımı için patent başvurusu yapmıştır. Başvuru onaylanıp patent verildiğinde, patent süresi 20 yıl olacaktır. Bu şirket, patent süresi sona erdiğinde, buluşunu koruyamaz hale gelir. Patent süresi, 20 yıl sonra sona erer ve şirketin buluşu serbest kullanıma açılır.

2. Patent Süresinin Uzatılmaması:

Genel olarak, bir patentin süresi uzatılamaz. Patent, verildiği andan itibaren 20 yıl boyunca geçerlidir ve bu süre dolduğunda patentin koruması sona erer. Yani, patent sahibinin bir patentin süresini uzatma hakkı yoktur. Ancak, bazı özel durumlar ve ek düzenlemeler, belirli türdeki patentler için farklı uygulamalara yol açabilir.

Örnek:
Bir biyoteknoloji şirketi, geliştirdiği bir ilaç için patent almış ve 20 yıl süreyle koruma sağlanmıştır. Bu sürenin sonunda, patent sona erer ve diğer firmalar, bu ilacı üretmeye başlayabilir. Bu durumda, şirketin patent süresini uzatma şansı yoktur.

3. Patentin Koruma Süresinin Uzatılmasında İstisnai Durumlar:

Patentlerin süresi uzatılmasa da Avrupa Birliği’nde bazı özel durumlarda "ek koruma sertifikaları" (SPC) gibi uygulamalarla koruma süresi belirli bir süre daha uzatılabilir. Ancak, bu durum genellikle farmasötik ürünler ve bitki koruma ürünleri gibi özel ürünler için geçerlidir. Ek koruma sertifikaları, patent sahibine, ürünlerinin piyasaya sürülmesi için ek bir süre verir. Bu, özellikle ilaçlar için önemlidir çünkü klinik denemeler ve diğer onay süreçleri uzun zaman alabilir.

Ek Koruma Sertifikası (SPC) Örneği:

Avrupa Birliği’nde, farmasötik ürünler ve bitki koruma ürünleri için belirli koşullar altında, patent süresinin 5 yıl daha uzatılması mümkündür. Örneğin, bir ilaç şirketi, geliştirdiği yeni bir ilaç için patent aldıktan sonra, ilacın piyasaya sürülmesi ve pazarlama izinlerinin alınması birkaç yıl sürebilir. Bu durumda, patentin koruma süresi 5 yıl daha uzatılabilir. Ancak bu, yalnızca o ürüne özel bir durumdur ve her patent türü için geçerli değildir.

Örnek:
Bir ilaç firması, kanser tedavisi için yeni bir ilaç geliştirmiştir. İlacın patent süresi 20 yıl sürecektir, ancak ek koruma sertifikası ile bu süre 5 yıl daha uzatılabilir. Böylece, ilaç firması, bu süre zarfında rakiplerinin aynı ilaç üzerinde üretim yapmasını engellemeye devam edebilir.

4. Patent Süresi Uzatılmayan Durumlar:

Türkiye’de ve birçok diğer ülkede, genel patent uygulamalarında herhangi bir şekilde sürenin uzatılması mümkün değildir. Bununla birlikte, ticari markalar, tasarımlar veya geleneksel bilgi gibi farklı fikri mülkiyet hakları için bazen ek koruma süreleri sunulabilir. Ancak, patentler söz konusu olduğunda, bir patent sahibinin başvuru tarihinden itibaren 20 yıllık süreden sonra, buluşunun korunma süresi sona erer.

5. Patent Süresi ile İlgili Dikkat Edilmesi Gereken Noktalar:

  • Sürekli Yenileme ve Ücretler: Patent başvuru sürecinde, belirli aralıklarla yıllık yenileme ücretlerinin ödenmesi gerekir. Eğer bu ücretler ödenmezse, patent geçerliliğini kaybedebilir.
  • Patent Sonrası Kullanım ve Rekabet: Patent süresi sona erdikten sonra, buluş kamuya açık hale gelir. Bu, başkalarının o buluşu serbestçe kullanabilmesi anlamına gelir. Patent sahibinin, buluşunu ticari olarak koruma süresi son bulmuş olur.
Sonuç:

Patent süresi, 20 yıl ile sınırlıdır ve bu süre sonrasında patentin süresi uzatılamaz. Ancak, özel durumlar söz konusu olduğunda, örneğin farmasötik ürünlerde ek koruma sertifikaları ile patent koruma süresi sınırlı bir şekilde uzatılabilir. Yine de, genel bir kural olarak, patent süresi dolduğunda buluş kamuya açılır ve başkaları tarafından serbestçe kullanılabilir. Patent sahiplerinin, başvurularının süresini ve yenileme gerekliliklerini dikkatlice izlemeleri, buluşlarının korunmasını sağlamak için önemlidir. Ayrıntılı bilgi almak için 0216 553 22 23 telefon üzerinden hemen bizimle iletişime geçebilirsiniz. İletişim bilgilerimiz için tıklayın.[...]

Read more

Ek Koruma Sertifikası (SPC) Türkiyede Patentler İçin Ek Koruma Sertifikası Uygulaması Geçerli Midir?

Paris Sözleşmesi , PCT , Patent İşbirliği Anlaşması , Ek Koruma Sertifikası , Supplementary Protection Certificate , SPC , Gümrük Birliği Anlaşması , AB Tüzüğü , Rüçhan Hakkı , Zorunlu lisans veya kullanım beyan , İlaç Ruhsatlandırma Yönetmeliği

Türkiye’de patentler için Ek Koruma Sertifikası (Supplementary Protection Certificate - SPC) uygulamasının geçerliliği, mevcut yasal düzenlemeler çerçevesinde değerlendirilmelidir. SPC, özellikle ilaç ve bitki koruma ürünleri gibi uzun süreli ruhsatlandırma süreçlerinden geçen buluşların patent koruma süresini uzatmak için Avrupa Birliği (AB) ülkelerinde uygulanan bir mekanizmadır. Bu sertifika, patentin temel koruma süresi olan 20 yılın sonunda, ürünün piyasaya çıkışındaki gecikmeleri telafi etmek amacıyla ek bir koruma süresi (genellikle maksimum 5 yıl) sağlar.

Türkiye’de patent sistemi, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu (SMK) ile düzenlenmektedir. Bu kanuna göre, bir patentin koruma süresi, başvuru tarihinden itibaren 20 yıl ile sınırlıdır (SMK Madde 101). Ayrıca, faydalı model belgeleri için bu süre 10 yıl olarak belirlenmiştir (SMK Madde 102). Kanunda, patent veya faydalı model koruma sürelerinin uzatılmasına ilişkin herhangi bir genel hüküm bulunmamaktadır. Özellikle SPC gibi bir mekanizma, SMK’da açıkça tanımlanmış veya düzenlenmiş değildir.

Ancak, Türkiye’nin Avrupa Birliği ile ilişkileri ve uyum süreci dikkate alındığında, SPC’nin Türkiye’de uygulanabilirliği konusunda bazı özel düzenlemeler veya istisnalar olup olmadığına bakmak gerekir. Türkiye, AB ile Gümrük Birliği Anlaşması kapsamında sınai mülkiyet hakları konusunda AB mevzuatına uyum sağlamayı taahhüt etmiştir. Ayrıca, Paris Sözleşmesi ve Patent İşbirliği Anlaşması (PCT) gibi uluslararası anlaşmalara taraf olması, patent koruma rejimini küresel standartlarla uyumlu hale getirme çabasını göstermektedir. Buna rağmen, SPC uygulaması AB’ye özgü bir düzenleme olup, AB Tüzüğü 469/2009 kapsamında işlemektedir ve Türkiye’de doğrudan uygulanabilir bir iç hukuki karşılığı bulunmamaktadır.

Türkiye’de SPC Uygulaması Var mı?

Türkiye’de ilaç patentleri ve bitki koruma ürünleri gibi özel alanlarda ek koruma süresi sağlanmasına yönelik bir SPC mekanizması kanunen mevcut değildir. SMK’da patent süresinin 20 yıldan fazla uzatılmasına imkan tanıyan bir hüküm yer almaz. Bununla birlikte, ilaç sektöründe faaliyet gösteren firmalar, patent sürelerinin ruhsatlandırma süreçleri nedeniyle etkin koruma sağlayamadığından şikayetçi olmuş ve bu konuda AB ile uyum sağlanması yönünde öneriler sunmuştur. Ancak, henüz Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından SPC’yi iç hukuka entegre eden bir yasa değişikliği kabul edilmemiştir.

Alternatif Mekanizmalar

Türkiye’de SPC’nin yokluğu, patent sahiplerinin koruma süresini uzatmak için alternatif yollar aramasına neden olabilir. Örneğin:

  • Rüçhan hakkı kullanılarak uluslararası başvurular yapılabilir, ancak bu yalnızca korumanın coğrafi kapsamını genişletir, süreyi uzatmaz.
  • Zorunlu lisans veya kullanım beyanı gibi mekanizmalar, patentin etkinliğini sürdürmeye yönelik düzenlemeler içerir, fakat ek süre sağlamaz.
  • İlaç sektöründe, veri koruma süreleri (data exclusivity) gibi düzenlemeler, patent süresinden bağımsız olarak belirli bir süre için pazar avantajı sağlayabilir. Türkiye’de, İlaç Ruhsatlandırma Yönetmeliği uyarınca orijinal ilaçlar için 6 yıllık bir veri koruma süresi tanınmaktadır, ancak bu patent süresi ile doğrudan ilişkili değildir ve SPC’nin yerini tutmaz.
Sonuç

Türkiye’de patentler için Ek Koruma Sertifikası (SPC) uygulaması, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu kapsamında kanunen geçerli değildir. Patent koruma süresi, başvuru tarihinden itibaren 20 yıl ile sınırlıdır ve bu süre uzatılamamaktadır. AB ile uyum sürecinde bu konuda gelecekte bir düzenleme yapılması mümkün olsa da, şu an için SPC Türkiye’de uygulanmamaktadır. İlaç ve bitki koruma ürünleri gibi alanlarda patent süresinin yetersiz kaldığını düşünen buluş sahipleri, bu durumu telafi etmek için veri koruma süreleri gibi yan mekanizmalardan faydalanabilir, ancak bu, SPC ile aynı hukuki etkiye sahip değildir. Ayrıntılı bilgi almak için 0216 553 22 23 telefon üzerinden hemen bizimle iletişime geçebilirsiniz. İletişim bilgilerimiz için tıklayın.[...]

Read more

Patent Alınmadan Buluş Halka Açıklanabilir Mi?"

Sınai Mülkiyet Kanunu , SMK , Patentte Genel Prensip , Patentte Yenilik ve Kamuya Açıklama , Rüçhan Hakkı , Priority Right , Patentte Gizlilik Anlaşması , Patent NDA , Patent Alınmadan Açıklama , Patent Başvurusu , Patent Tescili , Buluş Sahibi

"Patent alınmadan buluş halka açıklanabilir mi?" sorusu, patent hukuku açısından oldukça önemli bir konudur ve cevap, buluşun patentlenebilirliğini doğrudan etkileyen yenilik (novelty) kriterine dayanır. Türkiye’de patent sistemi, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu (SMK) ile düzenlendiğinden, bu soruyu Türk hukuku çerçevesinde ele alacağız ve genel prensipleri de açıklayacağız.

Genel Prensip: Yenilik ve Kamuya Açıklama

Patent alabilmek için bir buluşun temel şartlarından biri, başvuru tarihinden önce dünya çapında kamuya açıklanmamış olması, yani yeni olmasıdır (SMK Madde 83). Kamuya açıklama, buluşun yazılı, sözlü veya herhangi bir şekilde (örneğin, bir makale, konferans, sergi veya sosyal medya paylaşımı) erişilebilir hale gelmesi anlamına gelir. Eğer buluş, patent başvurusu yapılmadan önce halka açıklanırsa, bu durum buluşun yenilik niteliğini kaybetmesine neden olabilir ve patent alınması mümkün olmayabilir.

Türkiye’de Durum

Türkiye’de, SMK Madde 83/2’ye göre, bir buluşun yenilik değerlendirmesi yapılırken, başvuru tarihinden önceki her türlü kamuya açık bilgi dikkate alınır. Dolayısıyla, buluşunuzu patent başvurusu yapmadan önce halka açıklarsanız (örneğin, bir fuarda sergilerseniz, bir dergide yayınlarsanız veya internette paylaşırsanız), bu açıklama buluşun yeniliğini ortadan kaldırabilir ve patent başvurusunun reddedilmesine yol açabilir.

Ancak bazı istisnai durumlar söz konusudur:

  1. Rüçhan Hakkı (Priority Right):


    Eğer buluşunuzu ilk kez bir fuarda veya başka bir şekilde kamuya açıkladıysanız ve bu açıklama rüçhan hakkı tanıyan bir ülkede gerçekleştiyse, Paris Sözleşmesi’ne üye ülkelerde (Türkiye dahil) 12 ay içinde patent başvurusu yaparak bu hakkı kullanabilirsiniz. Türkiye’de bu durum SMK Madde 88’de düzenlenmiştir. Yani, açıklamadan sonraki 12 ay içinde başvuru yaparsanız, yenilik kriteri açıklama tarihinden değil, rüçhan tarihinden itibaren değerlendirilir.
  2. Gizlilik Anlaşması (NDA):


    Buluşu belirli kişilerle (örneğin, bir iş ortağı veya yatırımcıyla) paylaşmanız gerekiyorsa, bir gizlilik anlaşması imzalatarak kamuya açıklama sayılmasını engelleyebilirsiniz. Bu durumda buluş halka açık hale gelmez ve yenilik korunur.
  3. Kötü Niyetli Açıklama:


    Eğer buluşunuz sizin izniniz olmadan üçüncü bir şahıs tarafından kamuya açıklanırsa (örneğin, bir hırsızlık veya ihlal durumu), bu açıklama yenilik değerlendirmesinde dikkate alınmaz (SMK Madde 83/3). Ancak bu durumu ispat etmeniz gerekir.

Patent Alınmadan Açıklama Yapmanın Riskleri

  • Yenilik Kaybı: Yukarıdaki istisnalar dışında, buluşunuzu patent başvurusu yapmadan halka açıklarsanız, buluş yenilik niteliğini kaybeder ve patent alamazsınız.
  • Koruma Eksikliği: Patent alınmadan yapılan bir açıklama, buluşunuzu korumaya almadan başkalarının kullanımına açabilir. Bu durumda, buluşunuzu taklit edenlere karşı hukuki bir korumanız olmaz.
  • Uluslararası Etki: Türkiye Paris Sözleşmesi ve PCT’ye taraf olduğundan, bir açıklama dünya çapında yeniliği etkileyebilir. Yani, Türkiye’de yaptığınız bir açıklama, başka ülkelerde de patent almanızı zorlaştırabilir.

Önerilen Yaklaşım

Patent alınmadan buluşun halka açıklanması genellikle önerilmez. Bunun yerine:

  1. Önce Başvuru Yapın:


    Buluşunuzu korumak için öncelikle Türk Patent ve Marka Kurumu’na (TPMK) veya uluslararası bir başvuruyla (örneğin PCT üzerinden) patent başvurusu yapın. Başvuru yapıldıktan sonra buluşu gönül rahatlığıyla açıklayabilirsiniz, çünkü başvuru tarihi yenilik için referans alınır.
  2. Geçici Başvuru (Provisional Application):


    Eğer buluşunuz henüz tam geliştirilmemişse ve hemen açıklamanız gerekiyorsa, bazı ülkelerde (örneğin ABD’de) geçici başvuru yapma imkanı vardır. Türkiye’de bu tür bir uygulama olmasa da, hızlı bir ulusal başvuruyla benzer bir koruma sağlanabilir.
  3. Gizliliği Koruyun:


    Başvuru yapana kadar buluşunuzu yalnızca gizlilik anlaşması ile paylaşın.
Sonuç

Hayır, patent alınmadan buluş halka açıklanmamalıdır, çünkü bu durum buluşun yenilik niteliğini kaybetmesine ve patent alınamaz hale gelmesine yol açabilir. Ancak, rüçhan hakkı gibi istisnalar veya gizlilik önlemleriyle bu risk yönetilebilir. Türkiye’de SMK’ya göre, patent başvurusu yapmadan önce buluşunuzu kamuya açıklamaktan kaçınmanız, patentlenebilirlik açısından en güvenli yoldur. Ayrıntılı bilgi almak için 0216 553 22 23 telefon üzerinden hemen bizimle iletişime geçebilirsiniz. İletişim bilgilerimiz için tıklayın.[...]

Read more

Patent Başvurusunda Vekil Kullanmak Zorunlu Mu?

Tüzel Kişiler , Patent Başvurusu , Yabancı Başvuru Sahipleri İçin Vekil , Gerçek Kişiler , Patent Başvurusunun Karmaşık Olması , marka vekili , Marka Vekili Yayıma İtiraz , Marka Yayıma İtiraz

Patent başvurusu yaparken, vekil kullanmanın zorunlu olup olmadığı durumu, başvurunun sahibine ve başvurunun yapıldığı ülkenin uygulamalarına bağlıdır. Türkiye'de, patent başvurusunda vekil kullanmanın zorunlu olduğu ve olmadığı durumları netleştirmek için şu noktalara değinmek gerekmektedir:

1. Tüzel Kişiler (Şirketler, Üniversiteler vb.) İçin Patent Başvurusu:

Türkiye’de tüzel kişiler, yani şirketler, üniversiteler veya diğer kurumsal yapılar, patent başvurusu yapmak için bir patent vekili kullanmak zorunda değildir. Ancak, tüzel kişiler başvuruyu kendi yetkili temsilcileri aracılığıyla yapabilirler. Bu temsilciler, şirketin genel müdürü, hukuk danışmanı veya başka bir yetkili kişi olabilir. Yani, bir şirketin veya üniversitenin sahibi ya da yetkilisi, patent başvurusunu doğrudan Türk Patent ve Marka Kurumu'na yapabilir. Bununla birlikte, başvuru süreci karmaşık ve teknik bir süreç olduğu için çoğu tüzel kişi, başvurunun doğru yapılması, yasal süreçlerin takip edilmesi ve başvurunun uluslararası koruma sağlanması için patent vekili ile çalışmayı tercih eder.

Örnek:
Bir teknoloji şirketi, geliştirdiği yeni bir ürün için patent başvurusu yapmak istiyor. Bu şirketin sahibi veya yetkili bir temsilcisi, başvuruyu doğrudan Türk Patent ve Marka Kurumu’na yapabilir. Ancak, başvurunun doğru şekilde hazırlanması, patentin geçerliliğinin korunması ve başvurunun olası itirazlardan korunması açısından, şirketin bir patent vekili ile çalışması önerilir.

2. Yabancı Başvuru Sahipleri İçin Vekil Kullanımı Zorunludur:

Türkiye’de yerleşik olmayan (yabancı) başvuru sahipleri, patent başvurularını Türkiye'deki bir yerel patent vekili aracılığıyla yapmak zorundadır. Yabancı başvuru sahiplerinin, Türkiye’deki yerel patent ofisine başvuru yapabilmesi için Türkiye’de bir vekil kullanmaları gerekmektedir. Bu zorunluluk, yabancı başvuru sahiplerinin Türkiye’de yerleşik olmamaları nedeniyle başvurunun teknik ve yasal gerekliliklere uygun şekilde yapılabilmesi içindir.

Örnek:
Almanya’daki bir teknoloji şirketi, geliştirdiği bir yazılım patenti için Türkiye’de de koruma almak istiyor. Bu şirket, başvuruyu Türkiye’deki bir patent vekili aracılığıyla yapmak zorundadır. Türk Patent ve Marka Kurumu, yabancı başvuru sahiplerinin doğrudan başvuru yapmalarına izin vermez, bu nedenle bir yerel vekil aracılığıyla başvuru yapılması gereklidir.

3. Gerçek Kişiler (Yerel Başvuru Sahipleri) İçin Vekil Kullanımı Zorunlu Değildir:

Yerel başvuru sahipleri yani Türkiye’de yerleşik gerçek kişiler, patent başvurularını doğrudan yapabilirler. Yani, bir patent vekili kullanmak zorunlu değildir. Ancak, başvuru süreci karmaşık, teknik detaylarla dolu ve hukuki açıdan önemlidir. Bu nedenle çoğu gerçek kişi, başvurunun doğru yapılabilmesi, olası itirazların yönetilmesi ve patentin en iyi şekilde korunabilmesi için bir patent vekili ile çalışmayı tercih eder.

Örnek:
Bir mühendis, kendi geliştirdiği bir cihaz için patent başvurusu yapmak istiyor. Bu mühendis, başvuruyu doğrudan Türk Patent ve Marka Kurumu’na yapabilir. Ancak, başvuru sürecinin karmaşıklığı ve doğru yapılması gereken teknik detaylar açısından, bir patent vekili ile çalışmak, başvurunun sağlıklı ve etkili bir şekilde yapılmasını sağlar.

4. Patent Başvurusunun Karmaşık Olması Durumunda Vekil Kullanımı Tavsiye Edilir:

Patent başvuruları genellikle karmaşık ve teknik detaylar içerir. Özellikle başvurular kimya, biyoteknoloji, mühendislik gibi alanlarda yapılacaksa, patentin doğru yazılması, gerekli çizimlerin hazırlanması ve en uygun başvuru stratejisinin belirlenmesi önemlidir. Bir patent vekili, bu süreçte başvurunun yasal gerekliliklere uygun olmasını sağlayarak başvurunun geçerliliği açısından kritik bir rol oynar.

Örnek:
Bir biyoteknoloji firması, genetik mühendislik alanında yeni bir buluş yapmıştır. Bu tür bir başvuru, başvuru sahibinin doğru teknik bilgiyi sunmasını gerektirir. Bu durumda, patentin uluslararası standartlara uygun şekilde hazırlanabilmesi ve başvurunun başarılı bir şekilde yapılabilmesi için bir patent vekili ile çalışmak, başvurunun geçerli olmasını sağlar.

5. Vekil Kullanımı ile Süreç Hızlanabilir ve İtirazlara Karşı Korunabilir:

Patent başvuru süreci tamamlandıktan sonra başvuruya itirazlar olabilir. Bu itirazlar, başvurunun kabul edilmesini veya reddedilmesini etkileyebilir. Bir patent vekili, başvuru sürecinde karşılaşılan itirazları yönetebilir ve başvuruyu savunarak başvurunun başarılı bir şekilde tamamlanmasını sağlayabilir.

Örnek:
Bir yazılım şirketi, geliştirdiği yeni bir algoritma için patent başvurusu yapar. Başvurunun ardından başka bir şirket itirazda bulunur. Bu durumda, patent vekili, itiraza savunmada bulunarak başvurunun yasal geçerliliğini korur.

Sonuç:

Patent başvurusu yaparken, tüzel kişiler (şirketler, üniversiteler vb.) yetkilendirdiği bir temsilci aracılığıyla başvuru yapabilirler. Bu durumda, patent vekili kullanmak zorunlu değildir. Ancak, başvuru sürecinin karmaşıklığı ve teknik gereklilikler göz önünde bulundurularak çoğu başvuru sahibi, bir patent vekili ile çalışmayı tercih eder. Yabancı başvuru sahipleri için ise, Türkiye’de başvuru yapabilmek için bir yerel patent vekili kullanmak zorunludur. Başvuru sahibinin uzman bir patent vekili ile çalışması, başvurunun doğru, etkili ve güvenli bir şekilde yapılmasını sağlar. Ayrıntılı bilgi almak için 0216 553 22 23 telefon üzerinden hemen bizimle iletişime geçebilirsiniz. İletişim bilgilerimiz için tıklayın.[...]

Read more

Patent İhlal Davası Açmak İçin Ne Kadar Süre Beklemeliyim?

Buluş Patenti , Faydalı Model Patenti , Patentte 5 yıllık zaman aşımı , Uluslararası Patent , Uluslararası Patent Başvurusu , ABD'de Patent , Avrupa’da Patent , Patent Denetimi , Cease and Desist Letter , Patentte Dava Açmadan Önce Uzlaşma , Patentte İhlalin Tespiti

Patent ihlal davası açmak için gereken süre, genellikle ilgili patentin geçerliliği ve patent ihlali durumu ile bağlantılıdır. Ancak, bu süreyi belirleyen birkaç ana faktör vardır:

1. Patentin Geçerliliği Süresi

Patentler, belirli bir süre boyunca geçerlidir ve bu süre, patent türüne ve başvurulan ülkeye bağlı olarak değişir. Örneğin:

  • Buluş Patenti: Genellikle 20 yıl geçerlidir (başvuru tarihinden itibaren). Patent sahibinin bu süre boyunca yalnızca kendisinin ya da izin verdiği kişilerin patentli buluşu üretmesine, satmasına ve kullanmasına izin verir.
  • Faydalı Model Patenti: Genellikle 10 yıl geçerlidir, ancak bazı ülkelerde bu süre daha kısa olabilir.

Patent ihlali davası açmadan önce, tescillenen patentin geçerliliğini kontrol etmek önemlidir. Eğer patentin süresi dolmuşsa, artık dava açmak mümkün olmaz.

2. Patent İhlali Tespiti

Patent ihlal davası açmadan önce, söz konusu patentin ihlal edilip edilmediği tespit edilmelidir. Patent ihlali, patent sahibinin izni olmadan patentli buluşun üretilmesi, satılması, kullanılması veya satılmaya sunulması durumunda meydana gelir.

  • Patent ihlalinin tespit edilmesi için bazı durumlarda bir inceleme ve uzman raporu gerekebilir.
  • İhlalin fark edilmesiyle birlikte, ihlali durdurma amacıyla ilk olarak uyarı yazısı (Cease and Desist) gönderilebilir. Bu yazıda, ihlalin durdurulması ve gelecekteki ihlallerin engellenmesi talep edilir.

3. Patent İhlali Davası Açma Süresi (Zaman Aşımı)

Patent ihlali davası açmak için geçerli olan zaman aşımı süresi, her ülkede farklı olabilir. Zaman aşımı süresi, patent sahibinin ihlali öğrendiği tarihten itibaren başlar. Bu süreyi geçtikten sonra dava açmak mümkün olmayabilir.

Türkiye’de Zaman Aşımı Süresi:

Türk Hukuku'na göre, patent ihlali davaları için 5 yıllık zaman aşımı süresi bulunmaktadır. Bu süre, ihlalin öğrenildiği tarihten itibaren başlar.

  • Zaman aşımı süresi, patent sahibinin ihlali fark ettiği tarihten itibaren başlar. Örneğin, bir kişi patentini ihlal eden bir ürünü fark ettiğinde bu tarih, zaman aşımının başlangıcıdır.
  • Eğer ihlal devam ediyorsa, her yeni ihlal durumu için ayrı bir dava açılabilir. Yine de eski ihlallerin üzerinden 5 yıl geçtiyse, o dönemdeki ihlali dava konusu yapmanız mümkün olmayacaktır.

Örnek:

  • Örnek 1: Diyelim ki bir patent sahibi, bir başkasının patentli buluşunu izinsiz olarak üretip sattığını fark etti. Eğer bu ihlal 3 yıl önce başladıysa ve o kişi bu ihlali fark ettikten 6 ay sonra dava açtıysa, dava açma hakkı hala geçerlidir çünkü zaman aşımı süresi 5 yıldır.
  • Örnek 2: Eğer patent sahibi, ihlali fark ettikten 7 yıl sonra dava açarsa, zaman aşımı süresi geçtiği için dava açma hakkı kaybolmuş olabilir.

Uluslararası Durum:

Farklı ülkelerde patent ihlali davalarının zaman aşımı süreleri değişir. Örneğin:

  • ABD'de: Patent ihlali için zaman aşımı süresi 6 yıldır. İhlalin fark edilmesinden itibaren bu süre içinde dava açmak gereklidir.
  • Avrupa’da: Çoğu Avrupa ülkesinde de benzer şekilde, patent ihlali için 3 ila 5 yıl arasında değişen zaman aşımı süreleri bulunmaktadır.

4. Patent İhlali Davası Öncesi İşlem Adımları

Patent ihlali davası açmadan önce şunlar yapılabilir:

  1. Patent Denetimi: İhlalin yapılıp yapılmadığının ve ihlalin hangi alanlarda gerçekleştiğinin tespiti için uzmanlardan görüş alınması gerekebilir.
  2. Uyarı Gönderme (Cease and Desist Letter): İhlali yapan tarafa yazılı olarak bildirimde bulunarak, ihlali durdurmaları istenebilir. Eğer taraf bu yazıya cevap vermezse ya da ihlali durdurmazsa, dava açma sürecine geçilebilir.
  3. Dava Açmadan Önce Uzlaşma: İhlali durdurma talebi ve maddi tazminat üzerinden anlaşma yoluna gidilebilir. Çoğu zaman, davanın başlangıcında taraflar arasında bir uzlaşma sağlanabilir.

5. Patent İhlali Davası Açarken Dikkat Edilmesi Gerekenler

  • İhlalin Tespiti: Davanın başarılı olabilmesi için ihlalin net bir şekilde tespit edilmesi gereklidir. İhlal edilen patentin geçerli ve korunmaya değer olduğunun kanıtlanması önemlidir.
  • İhlal Başlangıç Tarihi: İhlalin başladığı tarih, zaman aşımı süresinin işlemeye başladığı tarihtir.
  • İç Hukuki Adımlar: İhlali fark ettiğiniz tarihten itibaren, 5 yıllık süre içinde dava açmalısınız. Aksi takdirde zaman aşımına uğrayabilir.

Sonuç

Patent ihlali davası açmadan önce ihlali fark ettiğiniz tarihten itibaren 5 yıl içinde dava açmanız gereklidir. Bu süre, Türk Hukuku'na göre geçerli olan zaman aşımı süresidir. Yurtdışında bu süre farklılık gösterebilir, ancak her durumda ihlali fark ettikten sonra belirli bir süre içerisinde dava açmak önemlidir. İlk olarak, ihlalin durdurulması amacıyla uyarı yazısı gönderilebilir ve dava açma sürecine geçmeden önce uzlaşma yolları da araştırılabilir. Ayrıntılı bilgi almak için 0216 553 22 23 telefon üzerinden hemen bizimle iletişime geçebilirsiniz. İletişim bilgilerimiz için tıklayın.[...]

Read more

Patent Başvurusu Sırasında Gizlilik Nasıl Sağlanır?

Patent Gizlilik Anlaşmaları , NDA , Patent Ofisi ile Gizlilik , Patent Başvurusu , Patent Erken Yayın , İç İletişimde Gizlilik , fikri mülkiyet hukuku , Patent Başvurusunun Uluslararası Boyutu

 

Patent başvurusu sırasında gizliliğin sağlanması, hem başvurunun kendisinin hem de başvuru sürecinde kullanılan bilgilerin korunması açısından oldukça önemlidir.

Patent başvurusu sürecinde gizliliği sağlamak için alınabilecek birkaç önlem bulunmaktadır:

  1. Gizlilik Anlaşmaları (NDA): Patent başvurusu yapmadan önce, ilgili taraflarla, özellikle potansiyel iş ortakları ve araştırma ekipleriyle gizlilik anlaşması (Non-Disclosure Agreement, NDA) yapılabilir. Bu anlaşma, başvuru sırasında paylaşılacak olan yenilikçi fikirlerin korunmasını sağlar.
  2. Patent Ofisi ile Gizlilik: Patent başvurusu, başvurunun yapıldığı ülkedeki patent ofisine iletildiği anda gizli hale gelir. Başvuru, başvuru sahibi tarafından belirli bir süre (genellikle 18 ay) gizli tutulur. Bu süre zarfında patent ofisi, başvuruya dair bilgileri genel erişime açmaz.
  3. Patent Başvurusu ve Erken Yayın: Eğer patent başvurusu 18 ayın sonunda yayımlanırsa, bu yayının ardından başvurunun içeriği herkes tarafından erişilebilir hale gelir. Ancak, başvuru sahibinin talebi üzerine bu yayının ertelenmesi de mümkündür. Bazı ülkelerde, gizli kalmasını isteyen başvurular için özel düzenlemeler bulunmaktadır.
  4. İç İletişimde Gizlilik: Başvuru sürecindeki tüm iç iletişim, özellikle fikri mülkiyet ve teknik detayları içeren belgeler, yalnızca yetkili kişilerle paylaşılmalıdır. E-posta ve diğer dijital araçlarda güvenli iletişim yöntemlerinin kullanılması önemlidir.
  5. Fikri Mülkiyet Hukuku: Patent başvurusunu yapmadan önce, başvuru sahibinin, buluşunun orijinalliğini ve yeniliğini yasal olarak koruma altına alması gerekmektedir. Bunun için, buluşun açıklanması ve yayınlanmasından önce hukuki danışmanlık almak faydalı olabilir.
  6. Patent Başvurusunun Uluslararası Boyutu: Eğer patent başvurusu uluslararası düzeyde yapılacaksa, özellikle PCT (Patent Cooperation Treaty) başvuruları söz konusuysa, başvuru sahibinin gizlilik koruma stratejileri daha kapsamlı olmalıdır. PCT, başvuruların başvuru tarihinden itibaren belirli bir süreyle gizli tutulmasına olanak sağlar.

Sonuç olarak, patent başvurusu sırasında gizliliğin sağlanması, başvuru sahibinin fikri mülkiyetinin korunması açısından kritik önem taşır. Hem yasal hem de pratik önlemlerle bu gizlilik dikkatlice yönetilmelidir. 

Ayrıntılı bilgi almak için 0216 553 22 23 telefon üzerinden hemen bizimle iletişime geçebilirsiniz. İletişim bilgilerimiz için tıklayın.[...]

Read more

Hakkımızda

Meslek Patent Logo

Patent, marka ve tasarım tescilleri alanında hizmet vermek üzere 2007 yılında kurulan Protech Teknolji Danışmanlık Ltd. Şti. bünyesinde barındırdığı fikri mülkiyet uzmanları ile Türkiye'de yaratılan buluşlara patent tescili, ortaya çıkarılan orijinal tasarımlara endüstriyel tasarım tescili ve ürün isimleri, firma isimleri vb. işaretlerin korunması hususunda marka tescili konusunda müşterilerine titiz, profesyonel, süratli ve uygun fiyat politikalarına sadık kalarak danışmanlık hizmeti vermektedir.