WhatsApp için hemen ikona tıklayın

Patent

Patent (133)

Patent ile ilgili soruları burada bulabilirsiniz :

Patenti Alınmış Bir Ürünü Pazara Sunmak: Başarının Anahtarları ve Stratejileri

Patent Sadece Bir Başlangıçtır , Teknik Başarı , Ticari Başarı , ürün tasarımı , İş Planı , İyi Bir Fikrin Yürüyebilmesi , Patent Stratejisi , Patent Fiyatlandırma

Yeni bir ürün geliştirmek ve buna patent almak, uzun ve meşakkatli bir sürecin sonucudur. Ancak teknik olarak mükemmel bir ürün geliştirmenin, ticari başarı anlamına gelmediği de bir gerçektir. Bir ürünün yalnızca teknik özellikleriyle değil, pazarlama stratejileri, tasarımı, fiyatlandırması ve müşteri talepleriyle de dikkatle ele alınması gerekir. Peki, patenti alınmış yenilikçi bir ürün pazara nasıl sunulur? Bu yazımızda, bu süreci adım adım ele alıyor, örneklerle açıklıyoruz.

1. Teknik Başarı Ticari Başarı Anlamına Gelmez

Bir mucit veya girişimci olarak mükemmel bir buluşa sahip olabilirsiniz. Ancak bu buluşun teknik olarak üstün olması, onun kendiliğinden piyasada rağbet göreceği anlamına gelmez. Örneğin:

Örnek: Süper güçlü, enerji tasarruflu bir elektrikli süpürge geliştirdiniz. Ancak bu ürün tasarım olarak demode görünüyorsa, kullanıcı dostu değilse veya fiyatı rakiplerinden çok yüksekse, büyük ihtimalle raflarda kalacaktır.

Bu nedenle, ticari başarı için yalnızca teknik özelliklere değil, ürünün genel cazibesine odaklanmak gerekir.

2. Ürün Tasarımı: İlk İzlenim Önemlidir

Tüketicilerin büyük çoğunluğu, bir ürünü önce gözüyle değerlendirir. Estetik, ergonomi ve kullanıcı dostu tasarım, ürünün başarısını doğrudan etkiler. Özellikle tüketici elektroniği, ev ürünleri, kişisel bakım ürünleri gibi sektörlerde tasarım büyük rol oynar.

Örnek: Dyson, yalnızca patentli motor teknolojisiyle değil, estetik ve yenilikçi tasarımlarıyla da pazarda fark yaratmıştır.

3. Pazar Talebini Değerlendirin

Bir ürünün satabilmesi için ortada bir ihtiyaç veya talep olmalıdır. Pazara çıkmadan önce, ürününüzün gerçekten hangi problemi çözdüğünü veya hangi ihtiyacı karşıladığını net olarak belirlemelisiniz.

Örnek: Su tasarruflu duş başlıkları çevre dostu bireyler için cazip olabilir. Ancak böyle bir ürünün başarılı olabilmesi için tüketicilerin su tasarrufuna önem verip vermediği analiz edilmelidir.

4. Finansman: İyi Bir Fikrin Yürüyebilmesi İçin Yakıta İhtiyacı Vardır

İnovatif bir ürünün pazara sunulması ciddi finansman gerektirir. Üretim, lojistik, reklam, satış ağı gibi kalemler için maddi kaynak gerekir. Bu nedenle yatırımcılara ulaşmak kaçınılmazdır.

İşte burada iş planı devreye girer.

5. İş Planı Hazırlayın: Harita Olmadan Yolculuk Zordur

Bir iş planı, yalnızca girişimci için değil, potansiyel yatırımcılar için de çok önemli bir belgedir. Aşağıdaki unsurlar iş planınızda yer almalıdır:

  • Ürünün teknik ve ticari tanımı
  • Hedef pazar ve rekabet analizi
  • Pazarlama stratejileri
  • Finansal projeksiyonlar
  • Patent durumu ve stratejisi


Örnek:
Yeni geliştirdiğiniz taşınabilir güneş paneli için yatırım arıyorsunuz. İş planınızda, ürününüzün patent koruması altında olduğunu belirtmeniz, yatırımcılara ciddi olduğunuzu gösterir ve rekabet avantajınızı ortaya koyar.

6. Patent Stratejisini İş Planına Dahil Edin

Patentinizin detaylarını, kapsamını, ülkelerini ve geçerlilik süresini iş planına dahil etmek büyük önem taşır. Bu sayede:

  • Yatırımcılara ürününüzün gerçekten “yeni” olduğunu gösterirsiniz.
  • Rakiplerin haklarınızı ihlal etmemesi için bir uyarı niteliği taşırsınız.
  • Diğer şirketlerin patentlerini ihlal etme riskinizi analiz etmiş olursunuz.


Örnek:
Eğer ürününüz Amerika Birleşik Devletleri, Avrupa ve Türkiye’de patentli ise, bu durum uluslararası pazara açılma potansiyelinizi ve koruma gücünüzü gösterir.

7. Fiyatlandırma: Kaliteyi Fiyata Yansıtmak

Ürününüz ne kadar yenilikçi olursa olsun, eğer fiyatı pazardaki alternatiflerden çok daha yüksekse, başarı şansı azalır. Bu nedenle rekabetçi fiyatlandırma önemlidir. Gerekirse ürününüzün katma değerini anlatmak için yoğun tanıtım yapmalısınız.

Örnek: Yenilikçi bir akıllı termostat geliştirdiniz. Rakip ürünler 1000 TL iken sizin ürününüz 1500 TL. Bu farkı müşteriye akıllı algoritmalar, enerji tasarrufu raporları ve uzaktan kontrol özellikleriyle anlatmalısınız.

8. Pazarlama: İyi Bir Hikâye, İyi Bir Üründen Daha Etkili Olabilir

İnsanlar hikâyelere inanır ve hikâyelere bağlanır. Patentli ürününüzü etkili bir pazarlama stratejisiyle sunarsanız, teknik detaylarla ilgilenmeyen bir kitleye bile ulaşabilirsiniz.

Örnek: “Bu ürün, beş yıllık bir Ar-Ge çalışmasının sonucudur. Patentli teknolojisi sayesinde çocukların sağlığını korur.” gibi ifadeler, duygusal bir bağ yaratabilir.

Sonuç: Patent Sadece Bir Başlangıçtır

Bir ürünün patentli olması onun değerli olduğu anlamına gelir, ancak bu değeri paraya dönüştürmek için çok daha fazlası gerekir. Tasarım, pazarlama, finansman ve strateji bir bütün olarak ele alınmalıdır. İyi hazırlanmış bir iş planı, sağlam bir pazarlama stratejisi ve güçlü bir patent portföyü ile patentli ürününüzü başarılı bir şekilde pazara sunabilirsiniz.

Unutmayın: İyi bir fikir sizi başlatır, strateji ise hedefe ulaştırır.  Ayrıntılı bilgi almak için 0216 553 22 23 telefon üzerinden hemen bizimle iletişime geçebilirsiniz. İletişim bilgilerimiz için tıklayın.[...]

Read more

Patentli Teknolojilerden Nasıl Para Kazanılır? Patentlerin Ticarileştirilmesi Yolları

Bir buluşa patent almak , patent satışı , Lisanslama , Lisanslama anlaşmaları , Stratejik İş Birliği , Ortak Girişim , Patentten Para Kazanmak , Para Kazanma Stratejisi

Bir buluşa patent almak, onun hukuki olarak korunmasını sağlar; ancak tek başına ticari başarıyı garantilemez. Patentler, şirketlerin yeniliklerinden ekonomik fayda sağlamasına yardımcı olan araçlardır. Gerçek bir kazanç elde edilebilmesi için bu hakların etkin biçimde değerlendirilmesi, yani ticarileştirilmesi gerekir.

Bu yazıda, patentli bir teknolojinin piyasaya nasıl sunulabileceğini ve hangi yöntemlerle gelir elde edilebileceğini açıklıyoruz.

1. Doğrudan Ticarileştirme (Kendiniz Üretin ve Satın)

En yaygın yöntemlerden biri, patentli ürünü veya süreci doğrudan piyasaya sürmektir. Şirket, üretim ve satış süreçlerini kendi yönetir. Bu yöntem, yüksek kar potansiyeli sunar; ancak aynı zamanda yüksek sermaye, pazar bilgisi, üretim altyapısı ve pazarlama gücü gerektirir.

Örnek: Yeni bir filtreleme sistemi geliştiren bir firma, bu ürünü kendi markası altında üretip sanayi kuruluşlarına doğrudan satabilir.

2. Patent Satışı (Tüm Hakları Devredin)

Patent hakları, taşınabilir (devredilebilir) niteliktedir. Bir başka firmaya patentin tamamı satılarak gelir elde edilebilir. Bu yol, özellikle üretim gücü olmayan ya da pazara girişte zorluk yaşayan buluş sahipleri için cazip olabilir.

Avantajı: Satış bedeli peşin olarak alınır, risk üstlenilmez.
Dezavantajı: Buluş üzerindeki tüm kontrol kaybedilir.

Örnek: Bireysel bir mucit, geliştirdiği yeni bir tıbbi cihaz için büyük bir medikal teknoloji firmasına patentini satarak gelir elde edebilir.

3. Lisanslama (Kullanım Hakkı Verin)

Patent sahibi, patentin mülkiyetini elinde tutarken başka firmalara kullanım hakkı verebilir. Bu yöntem “lisanslama” olarak adlandırılır. Lisans karşılığında sabit ücret, satışa dayalı pay veya her ikisi alınabilir.

Lisanslama, özellikle pazara erişimi olan ancak teknolojiye erişimi olmayan firmalarla iş birliği için idealdir.

Örnek: Yazılım temelli bir buluşa sahip olan bir şirket, yazılımı global distribütörlere lisanslayarak dünya çapında gelir elde edebilir.

4. Ortak Girişim veya Stratejik İş Birliği

Bazı durumlarda, bir buluşun başarıyla ticarileştirilmesi için başka firmalarla stratejik iş birlikleri kurmak gerekebilir. Bu, özellikle patent sahibinin üretim, dağıtım veya sermaye açısından eksik olduğu durumlarda tercih edilir.

Bu tür iş birliklerinde, her ortak farklı bir değer katar: biri patentli teknolojiyi getirirken, diğeri pazara erişimi, sermayeyi veya üretim gücünü sağlar. Bu tür iş birlikleri genellikle ortak girişim (joint venture) yapısıyla gerçekleştirilir.

Örnek: Yeni nesil bir güneş paneli geliştiren bir girişim, bu ürünü üretmek için büyük bir enerji firmasıyla ortaklık kurabilir.

Sonuç: Patentten Para Kazanmak Strateji Gerektirir

Patent sahibi olmak, yalnızca bir başlangıçtır. Asıl mesele, bu hakkın ticari değere dönüştürülmesidir.

  • Kendi başınıza mı piyasaya çıkacaksınız?
  • Patent haklarını mı devredeceksiniz?
  • Kullanım hakkı (lisans) vererek mi gelir elde edeceksiniz?
  • Yoksa stratejik bir ortaklıkla mı ilerleyeceksiniz?

Her bir seçeneğin avantaj ve riskleri farklıdır. Dolayısıyla doğru karar, şirketin yapısına, hedeflerine ve buluşun niteliğine göre verilmelidir. Profesyonel danışmanlık almak bu sürecin daha sağlıklı ve kârlı yönetilmesini sağlayacaktır.  Ayrıntılı bilgi almak için 0216 553 22 23 telefon üzerinden hemen bizimle iletişime geçebilirsiniz. İletişim bilgilerimiz için tıklayın.[...]

Read more

Yurtdışında Patent Koruması Nasıl Sağlanır? Başvuru Yöntemleri ve Stratejik Seçenekler

Patent , EPO , OAPI , ARIPO , EAPO , GCC , Patent İşbirliği Antlaşması , Kimler PCT Yapabilir

Yenilikçi bir buluşa sahipseniz ve bu buluşun sadece Türkiye'de değil, diğer ülkelerde de korunmasını istiyorsanız, yurtdışında patent başvurusu yapmak sizin için kaçınılmaz olacaktır. Ancak uluslararası düzeyde patent koruması sağlamak, hem prosedürel hem de mali açıdan karmaşık bir süreçtir. Neyse ki, bu süreci yönetmek için üç temel başvuru yöntemi mevcuttur: ulusal yol, bölgesel yol ve uluslararası (PCT) yol.

Bu yazıda her bir yöntemi açıklayarak, hangi durumda hangi yolun tercih edilmesi gerektiğine dair bir perspektif sunacağız.

1. Ulusal Başvuru Yolu (National Route)

Bu yöntem, her bir ülkede ayrı ayrı başvuru yapılmasını ifade eder. Örneğin, Almanya, Çin ve ABD’de patent koruması istiyorsanız, her bir ülkenin patent ofisine, o ülkenin dilinde ve mevzuatına uygun bir başvuru yapmanız gerekir. Ayrıca her ülke için ayrı vekil ücretleri, çeviri masrafları ve resmi harçlar ödenir.

Bu yöntem, birkaç ülke için başvuru yapılıyorsa makul olabilir, ancak birçok ülkeyi kapsamak istediğinizde hem maliyetli hem de zaman alıcı hale gelir.

Örnek: Yalnızca Türkiye, Azerbaycan ve İran pazarları hedefleniyorsa bu ülkelere ayrı ayrı başvuru yapılması daha uygun olabilir.

2. Bölgesel Başvuru Yolu (Regional Route)

Bazı ülkeler, bir araya gelerek ortak bir patent sistemi oluşturmuşlardır. Bu sistemlerde, tek bir başvuru ile birden fazla ülke için geçerli koruma sağlanabilir. Bu sayede hem işlem süresi kısalır hem de masraflar düşer.

Başlıca bölgesel patent ofisleri şunlardır:

  • Avrupa Patent Ofisi (EPO)www.epo.org
    (Avrupa Birliği ve diğer bazı Avrupa ülkeleri için geçerlidir.)
  • Afrika Fikri Mülkiyet Organizasyonu (OAPI)www.oapi.int
  • Afrika Bölgesel Sanayi Mülkiyet Organizasyonu (ARIPO)www.aripo.org
  • Avrasya Patent Organizasyonu (EAPO)www.eapo.org
  • Körfez Ülkeleri Patent Ofisi (GCC Patent Office)www.gccpo.org

Bu tür başvurular, belirli bir coğrafi bölgeye odaklanan firmalar için oldukça avantajlıdır.

Örnek: Avrupa ülkelerinde koruma istiyorsanız, EPO üzerinden yapılacak tek bir başvuru ile 30’dan fazla ülkede geçerli bir koruma elde edebilirsiniz.

3. Uluslararası Başvuru Yolu – PCT (Patent İşbirliği Antlaşması)

Patent İşbirliği Antlaşması (PCT), dünya genelinde 150’den fazla ülkede koruma elde etme imkânı sunar. Ancak PCT başvurusu doğrudan bu ülkelerde patent hakkı sağlamaz; sadece başvuru sürecini kolaylaştırır ve zaman kazandırır.

PCT sistemi sayesinde, önce tek bir uluslararası başvuru yapılır. Bu başvuru, WIPO (Dünya Fikri Mülkiyet Teşkilatı) üzerinden işlenir. Ardından yaklaşık 30-31 aylık bir süre boyunca, hangi ülkelerde patent tescili isteneceğine karar verme hakkı saklı tutulur.

Bu yöntem özellikle şu durumlarda faydalıdır:

  • Hangi ülkelerde başvuru yapılacağı henüz kesin değilse,
  • Bütçe ve yatırım planlaması için zamana ihtiyaç varsa,
  • Yatırımcı bulmak veya pazara giriş stratejisi geliştirmek isteniyorsa.

Örnek: ABD’de bir teknoloji girişimi olan bir firma, henüz hangi ülkelerde ürününü satacağına karar verememişse PCT başvurusu yaparak karar verme süresini uzatabilir.

Kimler PCT Başvurusu Yapabilir?

PCT’ye üye bir ülkede (örneğin Türkiye) ikamet eden veya vatandaş olan kişiler, ya da bu ülkede faaliyet gösteren işletmeler PCT başvurusu yapabilir. Başvuru, Türk Patent ve Marka Kurumu (TÜRKPATENT), EPO veya doğrudan WIPO aracılığıyla yapılabilir.

Sonuç: Doğru Yol, Stratejiye Göre Seçilmeli

Yurtdışı patent koruması sağlamak için kullanılacak yol; şirketin hedef pazarları, bütçesi, zaman planı ve uzun vadeli stratejilerine bağlıdır.

  • Az sayıda ülke hedefleniyorsa ulusal başvuru yolu,
  • Belirli bir bölge hedefleniyorsa bölgesel başvuru yolu,
  • Henüz karar verilmemiş, geniş kapsamlı bir koruma isteniyorsa PCT başvuru yolu en uygun seçenektir.

     Ayrıntılı bilgi almak için 

    0216 553 22 23 telefon üzerinden hemen bizimle iletişime geçebilirsiniz. İletişim bilgilerimiz için tıklayın.

Her durumda, bir patent vekilinden danışmanlık almak ve başvuru stratejisini profesyonelce belirlemek, hem zaman hem de maliyet açısından büyük avantaj sağlayacaktır. 

 Ayrıntılı bilgi almak için 0216 553 22 23 telefon üzerinden hemen bizimle iletişime geçebilirsiniz. İletişim bilgilerimiz için tıklayın.

[...]

Read more

Yurtdışında Patent Başvurusu Ne Zaman Yapılmalı? Zamanlamanın Hayati Önemi

Yurtdışında Patent , PCT Başvurusu , PCT başvurusu yapılacak hedef ülkeler , PCT Ek Süre Kazanmak , Pct Süresi , Yurtdışı Patent Başvurusu , Yurtdışı Patent Koruması , Yurtdışı Patent Başvurusu Nasıl Yapılır

Bir buluşun korunması kadar, ne zaman koruma altına alınacağı da büyük önem taşır. Özellikle uluslararası patent başvurularında zamanlama, buluşun dünyadaki haklarını güvence altına almak açısından kritik bir rol oynar. Bu yazıda, buluş sahiplerinin yurtdışında patent başvurusu yaparken dikkat etmeleri gereken zaman çizelgesini ve “öncelik tarihi (rüçhan tarihi)” kavramını ele alacağız.

Öncelik Tarihi Nedir?

Bir buluş için yapılan ilk patent başvurusu, o buluşun öncelik tarihi (priority date) olarak kabul edilir. Bu tarih, hem ulusal hem de uluslararası alanda buluşun hukuki olarak korunmaya başlandığı günü ifade eder. Bu tarihten itibaren, başkalarının aynı buluşa ilişkin yaptığı başvurular, sizin başvurunuzdan sonra olduğu için geçersiz sayılır.

12 Aylık Öncelik Süresi: Altın Pencere

Öncelik tarihinden itibaren 12 aylık bir süre boyunca, başka ülkelerde yapılan başvurular da bu ilk başvurunun öncelik tarihinden yararlanabilir. Bu süreye öncelik süresi (priority period) denir.

Örneğin; bir mucit 1 Ocak 2025 tarihinde Türkiye'de bir patent başvurusu yaparsa, 1 Ocak 2026 tarihine kadar ABD, Almanya, Japonya gibi ülkelerde yaptığı başvurular da 1 Ocak 2025 tarihini öncelik tarihi olarak kabul ettirebilir. Bu, aynı buluş için bu tarihten sonra yapılan rakip başvurulara karşı güçlü bir koruma sağlar.

PCT Başvurusu ile Ek Süre Kazanmak

Uluslararası koruma arayanlar için PCT (Patent İşbirliği Antlaşması) başvurusu çok önemli bir imkân sunar. Eğer öncelik tarihi içinde bir PCT başvurusu yapılırsa, ek 18 ay süre kazanılır. Yani, toplamda 30 aya kadar hangi ülkelerde ulusal başvuru yapılacağına karar vermek mümkün olur.

Bu süreç, özellikle pazarlama stratejileri geliştirmek, yatırım almak veya lisans görüşmeleri yapmak isteyen firmalar için büyük esneklik sağlar.

Öncelik Süresi Kaçarsa Ne Olur?

Öncelik süresi kaçırılırsa, yani 12 ay içinde başka ülkelere başvuru yapılmazsa, hâlâ başvuru yapılabilir. Ancak bu durumda öncelik hakkı kaybedilir. Bu, başka bir kişi aynı buluşu kendi ülkesinde daha erken bir tarihte açıklamış veya başvurusunu yapmışsa, sizin başvurunuzun reddedilmesiyle sonuçlanabilir.

Ayrıca, patent ofisleri genellikle başvuruyu öncelik tarihinden 18 ay sonra yayımlar. Bu yayınlanma gerçekleşmeden önce başka ülkelere başvuru yapılabilir; ancak yayınlandıktan sonra buluş artık “yeni” sayılmayacağı için çoğu ülkede patent alma imkânı ortadan kalkar.

Örnek Senaryo

Bir mühendis 1 Şubat 2025 tarihinde Türkiye’de “akıllı su sayaçları” ile ilgili bir buluş için başvuru yaptı. Eğer 1 Şubat 2026’ya kadar ABD ve Avrupa’da da başvuru yaparsa, bu ülkelerde de 1 Şubat 2025 öncelik tarihinden yararlanabilir. Ancak bu sürede başvuru yapmaz ve buluş, Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından 18 ay sonra yayımlanırsa, örneğin Çin’de yeni başvuru yapması mümkün olmaz çünkü buluş artık kamuya açıklanmıştır ve “yenilik” niteliğini yitirmiştir.

Sonuç: Zamanla Yarışan Koruma Stratejisi

Patent başvurularında sadece “neye” değil, “ne zaman” başvurulduğu da hayati önem taşır. Yurtdışında korunmak istenen bir buluş için, öncelik tarihinden itibaren 12 ay içinde gerekli stratejik başvuruların yapılması gerekir. Eğer bu süre içinde net kararlar verilemiyorsa, PCT başvurusu ile 18 ay daha kazanılabilir.

Buluş sahipleri, bu süreci dikkatle planlayarak hem zaman baskısını azaltabilir hem de buluşlarını uluslararası düzeyde etkin biçimde koruyabilirler. Özellikle ihracata odaklı, teknoloji yoğun işletmelerin bu takvimi yakından takip etmeleri şarttır. Ayrıntılı bilgi almak için0216 553 22 23 telefon üzerinden hemen bizimle iletişime geçebilirsiniz. İletişim bilgilerimiz için tıklayın.[...]

Read more

Bir Buluş Nerede Koruma Altına Alınmalı? Stratejik Patent Coğrafyasını Belirlemek

Ürünümü nerede satacağım? , Rakiplerim nerede güçlü? , Patent için Bütçem ne kadar? , Üretim nerede yapılacak? , Hangi ülkede hakkımı daha kolay savunabilirim? , Patent Maliyeti , Benzer Ürünlerin Başlıca Pazarları , Patent Nasıl Alınır , Patent Tescili , Patent Sorgulama , Patent Nedir , Patent Hakkı , Patent Firmaları , Patent Firmaları Üsküdar

Bir buluşun korunması yalnızca teknik bir konu değil, aynı zamanda ticari ve stratejik bir karardır. Özellikle yurtdışı patent başvurularında, her ülke için ayrı ayrı ücret, çeviri, vekillik ve yıllık harç giderleri bulunduğundan dolayı, her ülkede patent almak hem maliyetli hem de gereksiz olabilir. Bu nedenle, buluş sahiplerinin ve şirketlerin "Hangi ülkelerde patent başvurusu yapmalıyım?" sorusuna dikkatle cevap vermeleri gerekir.

Bu yazıda, bir buluşun hangi ülkelerde korunması gerektiğine karar verirken dikkate alınması gereken temel faktörleri ele alacağız.

1. Buluş Nerede Ticarileştirilecek?

En önemli kriterlerden biri, buluşun hangi pazarlarda satışa sunulacağıdır. Eğer bir ürün yalnızca Türkiye'de satılacaksa, yurtdışında patent almak çoğu zaman gereksiz olabilir. Ancak Avrupa, Amerika, Çin gibi pazarlara açılmayı planlıyorsanız, bu ülkelerde patent başvurusunda bulunmak buluşunuzu yasal olarak korumanız için elzemdir.

Örnek: Bir Türk şirketi, yenilikçi bir medikal cihaz geliştirmişse ve bu ürünü Almanya’da ticarileştirmeyi planlıyorsa, Almanya’da patent almaması halinde rakipler aynı teknolojiyi rahatlıkla kullanabilir.

2. Benzer Ürünlerin Başlıca Pazarları Nerede?

Sektörünüzdeki benzer ürünlerin yoğun olarak satıldığı bölgeler, sizin ürününüz için de potansiyel pazarlardır. Örneğin, elektronik ürünler için Güney Kore, Japonya ve ABD önemli pazarlardır. Bu nedenle, doğrudan ihracat yapmasanız bile bu ülkelerde patent almak, ileride pazara girme fırsatınızı güvence altına alır.

3. Patent Maliyeti Ne Kadar?

Her ülkenin patent sistemine göre değişen başvuru, çeviri, vekil ve yıllık ücretler mevcuttur. Özellikle Avrupa gibi bölgelerde tek tek ülkeler için ücret ödemek gerekebilir. Bu nedenle, patent bütçesi doğrultusunda öncelikli ülkeler belirlenmelidir.

Örnek: ABD’de patent almak yaklaşık 15.000 – 20.000 USD’ye kadar mal olabilirken, bazı gelişmekte olan ülkelerde bu maliyet çok daha düşük olabilir.

4. Rakipler Nerede Faaliyet Gösteriyor?

Buluşunuzu kimlerin kopyalayabileceğini belirlemek için, ana rakiplerinizin hangi ülkelerde faaliyet gösterdiğine bakmalısınız. Rakip firmaların güçlü olduğu pazarlarda patent almak, onların sizi taklit etmesini önleyecektir. Ayrıca, bu ülkelerde patent sahibi olmanız, ileride lisans ya da dava yoluyla müzakere gücünüzü artırır.

5. Ürün Nerede Üretilecek?

Eğer ürününüz Çin, Hindistan veya Polonya gibi ülkelerde üretilecekse, bu ülkelerde patent almak, üretici firmaların sizi izinsiz kopyalamasının önüne geçebilir. Üretim merkezlerinde patent koruması, özellikle fason üretim yaptıran firmalar için son derece önemlidir.

6. Patent Hakkı Uygulaması Ne Kadar Etkin?

Her ülkede patent hakkını ihlal edenleri durdurmak kolay olmayabilir. Bazı ülkelerde hukuki sistemin yavaş işlemesi veya fikri mülkiyet bilincinin zayıf olması, alınan patentin pratikte etkisiz kalmasına neden olabilir. Bu nedenle, başvuru yapılacak ülkenin patent haklarını ne ölçüde uygulayabildiği de değerlendirilmelidir.

Sonuç: Seçici ve Akıllı Patent Stratejileri

Yurtdışı patent başvuruları sınırsız değil, sınırlı kaynaklarla yürütülmesi gereken stratejik yatırımlardır. Bu nedenle şirketlerin ve bireysel mucitlerin, şu sorulara net cevaplar vererek hareket etmesi gerekir:

  • Ürünümü nerede satacağım?
  • Rakiplerim nerede güçlü?
  • Bütçem ne kadar?
  • Üretim nerede yapılacak?
  • Hangi ülkede hakkımı daha kolay savunabilirim?

Bu faktörleri dikkate alarak oluşturulan bir uluslararası patent stratejisi, sadece koruma sağlamakla kalmaz; aynı zamanda firmanın pazardaki değerini, rekabet gücünü ve yatırım potansiyelini de ciddi oranda artırır. Ayrıntılı bilgi almak için 

0216 553 22 23 telefon üzerinden hemen bizimle iletişime geçebilirsiniz. İletişim bilgilerimiz için tıklayın.[...]

Read more

Yurtdışı Patent Başvurularının Önemi ve Sağladığı Avantajlar

Patentlerin Sınırları , Türkiye Patenti Yeterli Değil , Yurtdışı Patent Koruması , Patent Tescili , Patent Nasıl Alınır , Patent Araştırma , Patent Sorgulama

Günümüzde teknolojik gelişmelerin hızla yayılması ve küresel ticaretin artmasıyla birlikte, buluş sahiplerinin sadece kendi ülkelerinde değil, dünya genelinde de fikirlerini koruma altına almaları büyük önem taşımaktadır. Bu bağlamda, yurtdışı patent başvuruları, buluşların uluslararası alanda korunmasını sağlayan temel araçlardan biridir.

Patentlerin Sınırları: Neden Sadece Türkiye'de Alınan Bir Patent Yeterli Değil?

Patentler "territorial rights" yani bölgesel haklar olarak tanımlanır. Bu şu anlama gelir: Bir patent yalnızca verildiği ülke veya bölge sınırları içinde geçerlidir. Örneğin, Türkiye'de alınmış bir patent, sadece Türkiye içinde buluş sahibine koruma sağlar. Eğer aynı buluş Almanya, Çin veya Amerika Birleşik Devletleri gibi ülkelerde patentlenmemişse, o ülkelerde başkaları bu buluşu serbestçe üretebilir, kullanabilir, ithal edebilir ve satabilir. Bu durum, özellikle ihracat yapan, küresel pazarlarda rekabet etmeyi hedefleyen şirketler için büyük bir risk teşkil eder.

Yurtdışı Patent Koruması Ne Sağlar?

Yurtdışında patent alınması, buluş sahibine o ülke veya bölgede tekel niteliğinde bir koruma sağlar. Bu da demektir ki:

  • Rakip firmalar patentle korunan teknolojiyi o ülkede izinsiz kullanamaz.
  • Patent sahibi, lisans anlaşmaları yaparak gelir elde edebilir.
  • Yabancı firmalarla dış kaynak kullanımı (outsourcing) ilişkileri geliştirilebilir.
  • O pazarda güvenle iş birliği yapılabilir, yatırım alınabilir ya da stratejik ortaklıklar kurulabilir.

 

Örnek: Elektrikli Araçlar İçin Yeni Nesil Batarya Teknolojisi

Diyelim ki Türkiye’de bir mühendis, elektrikli araçlar için daha hızlı şarj olan ve daha uzun ömürlü bir batarya geliştirdi ve bu buluşunu Türk Patent ve Marka Kurumu’ndan tescil ettirdi. Ancak bu kişi, aynı başvuruyu Avrupa Patent Ofisi (EPO) veya Amerika Birleşik Devletleri Patent ve Marka Ofisi (USPTO) nezdinde yapmazsa, bu teknolojisi Almanya ya da ABD’de korunmaz. Bu da, büyük otomotiv firmalarının aynı teknolojiyi orada serbestçe kullanabileceği anlamına gelir. Oysa söz konusu kişi, bu ülkelerde de patent almış olsaydı, bu firmalar ancak kendisinden lisans alarak bu teknolojiyi kullanabilirdi.

Sonuç: Stratejik ve Küresel Düşünmek Gerekir

Küresel pazarda varlık göstermek isteyen her buluş sahibinin, patent stratejisini de uluslararası düzeyde planlaması gerekir. Bu nedenle, PCT (Patent İşbirliği Antlaşması) sistemi gibi uluslararası başvuru yollarıyla, buluşun birden çok ülkede korunması mümkün hale gelmektedir. Özellikle ihracat yapan firmalar, Ar-Ge yapan kuruluşlar ve teknoloji girişimleri için bu konu vazgeçilmez önemdedir.

Unutulmamalıdır ki, güçlü bir patent portföyü, sadece bir koruma aracı değil, aynı zamanda ticari bir pazarlık kozu ve marka değerini artıran önemli bir unsurdur. Ayrıntılı bilgi almak için 0216 553 22 23 telefon üzerinden hemen bizimle iletişime geçebilirsiniz. İletişim bilgilerimiz için tıklayın.[...]

Read more

Patent Aldıktan Sonra Buluşu Kullanmazsam Ne Olur?

Patent Aldıktan Sonra , Patent Tescili , Patent Nasıl Alınır , Patent Nedir , Patent Hakkı , Patent Firmaları Üsküdar , Patent Firmaları , Patent Buluşları

1.Patent Aldıktan Sonra Buluşu Kullanmazsam Ne Olur?

Türkiye’de patent, buluş sahibine münhasır haklar sağlar, ancak bu haklarla birlikte buluşun kullanımı konusunda belirli yükümlülükler getirir. SMK, patentin kullanılmasını teşvik etmek için dolaylı bir mekanizma olan zorunlu lisans yoluyla bu yükümlülüğü düzenler. Patentin kullanılmaması durumunda, doğrudan bir iptal hükmü olmasa da, bazı yasal ve ticari sonuçlar doğabilir.

a. Kullanım Zorunluluğu

  • Yasal Dayanak: SMK’da patentin kullanım zorunluluğu doğrudan bir maddeyle tanımlanmamakla birlikte, SMK m. 129’da zorunlu lisans talebinin şartları arasında, patentin belirli bir süre içinde kullanılmaması yer alır. Buna göre:
    • Patent konusu buluş, patentin tescil tarihinden itibaren 3 yıl veya başvuru tarihinden itibaren 4 yıl içinde (hangisi daha sonra dolarsa) Türkiye’de kullanılmalıdır.
    • Kullanım, buluşun üretimi, ithalatı, satışı veya ticari amaçla piyasaya sürülmesi şeklinde gerçekleşmelidir.
    • Kullanımın, piyasanın ihtiyaçlarını karşılayacak düzeyde olması gerekir.
  • Madde Kontrolü: SMK m. 129, kullanım zorunluluğunun dolaylı bir yansımasıdır. Ayrıca, Paris Sözleşmesi m. 5/A ve TRIPS Anlaşması m. 31, patentin kullanılmamasının zorunlu lisansla sonuçlanabileceğini destekler.

b. Kullanmamanın Sonuçları

Eğer patent sahibi, buluşu belirtilen süre içinde kullanmaz veya kullanımı piyasanın ihtiyaçlarını karşılayacak düzeyde gerçekleştirmezse, aşağıdaki sonuçlar doğabilir:

  • Zorunlu Lisans Talebi: Üçüncü kişiler, patentin kullanılmadığını gerekçe göstererek mahkemeden zorunlu lisans talep edebilir (SMK m. 129). Bu, patent sahibinin münhasır haklarını sınırlayan bir durumdur.
  • Ticari Değer Kaybı: Kullanılmayan bir patent, ekonomik değerini kaybedebilir ve rakip firmalar için patentin geçerliliğine itiraz etme fırsatı doğabilir (örneğin, SMK m. 99 uyarınca patentin verilmesi kararına itiraz).
  • Rekabet Dezavantajı: Patentin kullanılmaması, rakiplerin alternatif teknolojiler geliştirmesine veya piyasada avantaj sağlamasına yol açabilir.
  • Dolaylı İtiraz Riski: Kullanılmama, patentin iptali için doğrudan bir sebep olmasa da, patentin toplumsal veya ekonomik fayda sağlamadığı iddiasıyla dolaylı olarak itirazlara zemin hazırlayabilir.

Örnekler

  • İlaç Sektörü: Bir firma, diyabet tedavisinde kullanılan patentli bir ilacı Türkiye’de 3 yıl boyunca üretmez veya ithal etmez. Bir rakip firma, ilacın halk sağlığı için kritik olduğunu öne sürerek zorunlu lisans talep edebilir (SMK m. 129).
  • Tekstil Makineleri: Bir halı dokuma makinesinin enerji tasarrufu sağlayan patenti alınmış, ancak makine Türkiye’de üretilmiyor veya satılmıyor. Bir tekstil üreticisi, bu teknolojiye erişmek için zorunlu lisans başvurusu yapabilir.
  • Elektronik Ürünler: Bir şirket, yeni bir batarya teknolojisi için patent almış, ancak Türkiye’de bu teknolojiyi kullanmıyor. Bir elektronik üreticisi, bu patenti kullanmak için zorunlu lisans talep edebilir.

Pratik Notlar

  • Kullanım Kanıtı: Patent sahibi, buluşun kullanıldığını belgelemekle yükümlüdür. Örneğin, satış faturaları, ithalat belgeleri veya üretim raporları, zorunlu lisans taleplerine karşı kanıt olarak sunulabilir (SMK m. 129 ile dolaylı bağlantılı).
  • Yetersiz Kullanım: Buluşun sadece birkaç adet üretilmesi veya sınırlı bir bölgede satılması, piyasanın ihtiyaçlarını karşılamıyorsa “kullanılmama” olarak değerlendirilebilir.

2. Zorunlu Lisans Nedir?

Zorunlu lisans, patent sahibinin buluşu kullanmaması veya yetersiz kullanması durumunda, üçüncü kişilere patentli buluşu kullanma izni veren bir yasal mekanizmadır. SMK’nın Madde 129-132 arasında düzenlenmiştir ve kamu yararı, ekonomik ihtiyaçlar veya toplumsal fayda gibi gerekçelerle uygulanır.

a. Zorunlu Lisansın Özellikleri

  • Tanım: Zorunlu lisans, patent sahibinin rızası olmaksızın, mahkeme kararıyla üçüncü bir kişiye patentli buluşu kullanma hakkı veren, sınırlı bir lisans türüdür. Patent sahibi, makul bir telif ücreti alır, ancak buluş üzerindeki tam kontrolü kaybeder.
  • Başvuru Şartları:
    • Patentin, tescil tarihinden itibaren 3 yıl veya başvuru tarihinden itibaren 4 yıl içinde kullanılmamış olması.
    • Kullanımın, piyasanın ihtiyaçlarını karşılayacak düzeyde olmaması.
    • Kamu yararı, ekonomik veya toplumsal ihtiyaçlar için lisansın gerekli olması.
    • Başvuru sahibinin, patent sahibinden gönüllü lisans alma girişiminde bulunmuş, ancak başarısız olmuş olması.
  • Başvuru Süreci:
    • Zorunlu lisans talebi, Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’ne yapılır.
    • Mahkeme, kamu yararı, kullanım durumu ve lisans bedelini değerlendirir.
    • Onaylanan lisans, TÜRKPATENT tarafından tescil edilir ve yayımlanır.
  • Koruma Süresi ve Kapsamı: Zorunlu lisans, belirli bir süre için ve genellikle Türkiye sınırları içinde geçerlidir. Lisans, devredilemez ve yalnızca belirli bir amaç için verilir.

b. Zorunlu Lisansın Amacı

  • Kamu Yararı: Sağlık, çevre veya savunma gibi alanlarda patentli buluşların kullanılmaması toplumun zararına olabilir. Örneğin, bir aşı patenti kullanılmıyorsa, zorunlu lisans yoluyla üretim sağlanabilir.
  • Ekonomik Denge: Patent sahibinin tekelci davranışlarını engellemek ve piyasada rekabeti desteklemek.
  • Toplumsal Fayda: Buluşun yaygın kullanımını teşvik ederek ekonomik veya sosyal gelişime katkıda bulunmak.

Örnekler

  • İlaç Sektörü:
    • Durum: Bir firma, patentli bir kanser ilacını Türkiye’de üretmiyor veya ithal etmiyor. Bir sivil toplum kuruluşu, ilacın halk sağlığı için gerekli olduğunu öne sürerek zorunlu lisans talep ediyor.
    • Sonuç: Mahkeme, kamu yararı gerekçesiyle zorunlu lisansı onaylıyor. Rakip bir firma, ilacı üretmek için lisans alıyor ve patent sahibi lisans ücreti alıyor.
  • Çevre Teknolojileri:
    • Durum: Bir şirket, karbon emisyonlarını azaltan bir filtre teknolojisi için patent almış, ancak Türkiye’de kullanmıyor. Bir çevre teknolojileri firması, bu filtreyi üretmek için zorunlu lisans talep ediyor.
    • Sonuç: Mahkeme, çevresel fayda nedeniyle lisansı veriyor. Teknoloji Türkiye’de yaygınlaşıyor.
  • Halı Üretimi:
    • Durum: Bir halı dokuma makinesinin enerji tasarrufu sağlayan patenti alınmış, ancak makine Türkiye’de üretilmiyor. Bir halı üreticisi, bu teknolojiyi kullanmak için zorunlu lisans talep ediyor.
    • Sonuç: Mahkeme, ekonomik fayda gerekçesiyle lisansı onaylıyor. Üretici, teknolojiyi kullanabilir.

Pratik Notlar

  • Nadir Uygulama: Türkiye’de zorunlu lisans uygulaması nadirdir, ancak sağlık, çevre ve savunma gibi kritik alanlarda potansiyel bir araçtır.
  • Uluslararası Bağlam: Zorunlu lisans, TRIPS Anlaşması m. 31 ve Paris Sözleşmesi m. 5/A ile uyumludur.
  • Lisans Ücreti: Zorunlu lisans alan kişi, patent sahibine makul bir lisans bedeli ödemek zorundadır.

Sonuç ve Tavsiyeler

Patent Kullanmama: Patent aldıktan sonra buluşunuzu tescil tarihinden itibaren 3 yıl veya başvuru tarihinden itibaren 4 yıl içinde kullanmazsanız, üçüncü kişiler SMK m. 129 uyarınca zorunlu lisans talep edebilir. Bu, münhasır haklarınızı sınırlayabilir ve ticari değer kaybına yol açabilir. Örneğin, bir ilaç patenti kullanılmazsa, rakip bir firma halk sağlığı gerekçesiyle lisans alabilir.

Zorunlu Lisans: SMK m. 129-132’de düzenlenen zorunlu lisans, patentin kullanılmaması durumunda kamu yararı için üçüncü kişilere buluşu kullanma izni verir. Patent sahibi telif ücreti alır, ancak kontrolü kısmen kaybeder. Örneğin, bir çevre teknolojisi patenti kullanılmazsa, çevresel fayda için lisans verilebilir.

Tavsiyeler:

  • Kullanım Planı: Buluşunuzu piyasaya sürmek veya lisanslamak için bir strateji geliştirin. Örneğin, bir halı dokuma makinesi patenti aldıysanız, makineyi üretmek veya bir üreticiye lisans vermek için adımlar atın.
  • Kullanım Kanıtı: Üretim belgeleri, satış faturaları veya ithalat kayıtlarını saklayın. Bu, zorunlu lisans taleplerine karşı savunma sağlar.
  • Zorunlu Lisans Riski: Sağlık, çevre veya savunma gibi kamu yararı yüksek alanlarda patentiniz varsa, gönüllü lisanslama seçeneğini değerlendirin.
  • Patent Vekili Desteği: TÜRKPATENT’e kayıtlı bir patent vekiliyle çalışarak kullanım yükümlülüklerini ve zorunlu lisans risklerini yönetin.

    Ayrıntılı bilgi almak için 0216 553 22 23 telefon üzerinden hemen bizimle iletişime geçebilirsiniz. İletişim bilgilerimiz için tıklayın.
[...]

Read more

Bir Ürün Hem Patent Hem de Tasarım Tescili ile Korunabilir mi?

Endüstriyel Tasarım , Endüstriyel Tasarım Tescili , Patent Tescili , Patent Koruma Süresi , Tasarım Koruma Süresi , patent başvuru süreci , Tasarım Başvuru Süreci , Kümülatif Koruma Şartları

Türkiye’de endüstriyel tasarım tescili ile patent tescili, fikri mülkiyet hukukunun iki farklı koruma türü olup, bir ürünün farklı yönlerini korumayı amaçlar. Her iki koruma türü de 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu (SMK) kapsamında düzenlenmiştir, ancak kapsadıkları alanlar, koruma süreleri ve şartları açısından önemli farklılıklar gösterir. Aşağıda, bu iki koruma türünün farklarını detaylı bir şekilde açıklayacak, ardından bir ürünün hem patent hem de tasarım tesciliyle korunup korunamayacağını örneklerle ele alacağım.

1. Endüstriyel Tasarım Tescili ile Patent Tescili Arasındaki Farklar

a. Endüstriyel Tasarım Tescili

  • Tanım: Endüstriyel tasarım, bir ürünün dış görünümüne (estetik özelliklerine) ilişkin yenilikçi ve özgün tasarımları korur. SMK m. 55’e göre, tasarım, bir ürünün tamamının veya bir kısmının görünümünü kapsar (örneğin, şekil, renk, doku, desen).
  • Koruma Kapsamı: Sadece ürünün dış görünümünü korur; ürünün teknik veya işlevsel özellikleri tasarım tescili kapsamına girmez.
  • Koruma Şartları:
    • Yenilik: Tasarım, tescil başvurusundan önce dünya çapında kamuya sunulmamış olmalıdır.
    • Ayırt edici nitelik: Tasarım, mevcut tasarımlardan belirgin şekilde farklı olmalıdır (SMK m. 56).
  • Koruma Süresi: Tescil tarihinden itibaren 5 yıl korunur ve 5’er yıllık yenilemelerle toplam 25 yıla kadar uzatılabilir (SMK m. 67).
  • Başvuru Süreci: Türk Patent ve Marka Kurumu’na (TÜRKPATENT) başvuru yapılır. İnceleme, yenilik ve ayırt edicilik açısından yapılır, ancak teknik özellikler değerlendirilmez.
  • Örnekler:
    • Bir mobilya firmasının ürettiği modern bir koltuğun özgün kavisli şekli ve kumaş deseni.
    • Bir halı üreticisinin estetik bir çiçek motifi içeren halı deseni.
    • Bir cep telefonunun yuvarlatılmış kenarları ve ekran düzeni.

b. Patent Tescili

  • Tanım: Patent, bir buluşun teknik bir sorunu çözen, yeni ve sanayiye uygulanabilir özelliklerini korur. SMK m. 82’ye göre, patent, buluş sahibine belirli bir süre boyunca buluşu kullanma ve başkalarının kullanmasını engelleme hakkı verir.
  • Koruma Kapsamı: Buluşun teknik ve işlevsel özelliklerini korur; estetik yönler patent korumasına girmez.
  • Koruma Şartları:
    • Yenilik: Buluş, dünya çapında daha önce kamuya açıklanmamış olmalıdır.
    • Buluş basamağı: Buluş, alanında uzman bir kişi için bariz olmamalıdır.
    • Sanayiye uygulanabilirlik: Buluş, sanayi veya tarımda kullanılabilir olmalıdır (SMK m. 83).
  • Koruma Süresi: Patent için 20 yıldır (SMK m. 101). Yenileme yoktur; süre sonunda koruma sona erer.
  • Başvuru Süreci: TÜRKPATENT’e başvuru yapılır. İnceleme süreci daha karmaşıktır; patent araştırması, teknik raporlar ve uluslararası veri tabanları üzerinden yenilik değerlendirmesi yapılır.
  • Örnekler:
    • Bir halı dokuma makinesinin enerji tasarrufu sağlayan yeni bir motor mekanizması.
    • Bir cep telefonunun batarya ömrünü uzatan yeni bir şarj teknolojisi.
    • Bir mobilya parçasını daha dayanıklı hale getiren yeni bir bağlantı sistemi.

Karşılaştırmalı Özet

Kriter

Endüstriyel Tasarım Tescili

Patent Tescili

Koruma Alanı

Ürünün dış görünümü (estetik)

Ürünün teknik ve işlevsel özellikleri

Koruma Şartları

Yenilik, ayırt edici nitelik

Yenilik, buluş basamağı, sanayiye uygulanabilirlik

Koruma Süresi

5 yıl, toplam 25 yıla kadar uzatılabilir

20 yıl

Başvuru Süreci

Daha basit, estetik inceleme

Daha karmaşık, teknik inceleme

Örnek

Bir vazonun özgün şekli

Bir motorun yeni yakıt tasarruf sistemi

2. Bir Ürün Hem Patent Hem de Tasarım Tescili ile Korunabilir mi?

Evet, bir ürün Türk hukukunda kümülatif koruma ilkesine uygun olarak hem patent hem de endüstriyel tasarım tescili ile korunabilir, ancak bu durum ürünün hem teknik hem de estetik özelliklerinin ayrı ayrı koruma şartlarını sağlamasına bağlıdır. SMK m. 58/3, bir tasarımın aynı zamanda Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu (FSEK) kapsamında eser olarak korunabileceğini belirtirken, patent ve tasarım korumalarının bir arada uygulanması için ürünün teknik ve estetik unsurlarının ayrıştırılabilir olması gerekir.

Kümülatif Koruma Şartları

  • Teknik Özellikler için Patent: Ürünün teknik bir sorunu çözen, yeni, buluş basamağı içeren ve sanayiye uygulanabilir bir özelliği varsa, patent tescili alınabilir.
  • Estetik Özellikler için Tasarım Tescili: Ürünün dış görünümü yenilik ve ayırt edici nitelik taşıyorsa, endüstriyel tasarım tescili alınabilir.
  • Ayrıştırılabilirlik: Teknik özellikler ile estetik özellikler birbirinden bağımsız olarak değerlendirilmelidir. Örneğin, bir ürünün teknik işlevi patentle korunurken, aynı ürünün estetik tasarımı ayrı bir tescil konusu olabilir.

Örnekler

  • Halı Üretimi Örneği

    • Durum: Bir halı üreticisi, yeni bir dokuma teknolojisi geliştiriyor (örneğin, daha az su kullanarak halı üreten bir makine) ve aynı zamanda halının yüzeyinde özgün bir geometrik desen tasarlıyor.
    • Patent Tescili: Dokuma makinesinin su tasarrufu sağlayan mekanizması, yenilik, buluş basamağı ve sanayiye uygulanabilirlik şartlarını sağlıyorsa, patentle korunabilir.
    • Tasarım Tescili: Hal Halının geometrik deseni, yenilik ve ayırt edici nitelik taşıyorsa, endüstriyel tasarım tescili ile korunabilir.
    • Kümülatif Koruma: Bu durumda, makine patenti 20 yıl, halı deseni ise 25 yıla kadar korunabilir.
  • Akıllı Telefon Örneği

    • Durum: Bir teknoloji şirketi, yeni bir akıllı telefon geliştiriyor. Telefonun batarya ömrünü artıran bir şarj teknolojisi var ve telefonun dış tasarımı (örneğin, çerçevesiz ekran ve özel bir renk gradyanı) estetik açıdan özgün.
    • Patent Tescili: Şarj teknolojisi, teknik bir yenilik sunduğu için patentle korunabilir.
    • Tasarım Tescili: Telefonun dış görünümü (ekran şekli, renk düzeni) tasarım tescili ile korunabilir.
    • Kümülatif Koruma: Şirket, hem teknik özelliği hem de estetik tasarımı ayrı ayrı tescil ettirerek telefonun farklı yönlerini koruyabilir.
  • Mobilya Örneği

    • Durum: Bir mobilya firması, katlanabilir bir masa üretiyor. Masanın katlanma mekanizması yeni bir teknik çözüm sunuyor ve masanın yüzeyinde özgün bir ahşap oyma deseni var.
    • Patent Tescili: Katlanma mekanizması, teknik bir buluş olarak patentle korunabilir.
    • Tasarım Tescili: Ahşap oyma deseni, estetik bir tasarım olarak tescil edilebilir.
    • Kümülatif Koruma: Firma, masanın hem işlevsel hem de estetik unsurlarını ayrı ayrı koruyabilir.
  • Otomobil Örneği

    • Durum: Bir otomotiv şirketi, yeni bir elektrikli araç geliştiriyor. Araçta enerji verimliliği sağlayan bir motor sistemi ve aracın dış tasarımında özgün bir aerodinamik şekil var.
    • Patent Tescili: Motor sistemi, teknik bir yenilik olarak patentle korunabilir.
    • Tasarım Tescili: Aracın dış görünümü (örneğin, far tasarımı veya gövde şekli) tasarım tescili ile korunabilir.
    • Kümülatif Koruma: Şirket, motor teknolojisini ve araç tasarımını ayrı ayrı tescil ettirerek kapsamlı bir koruma sağlayabilir.

Pratik Uygulama ve Dikkat Edilmesi Gerekenler

  • Başvuru Stratejisi: Patent ve tasarım başvuruları ayrı ayrı yapılmalıdır, çünkü her biri farklı inceleme süreçlerinden geçer. Patent başvurusu teknik bir tarifname gerektirirken, tasarım başvurusu görsel sunumlara dayanır.
  • Ön Araştırma: Başvurudan önce, TÜRKPATENT veri tabanı, WIPO’nun Global Design Database’i veya Espacenet gibi uluslararası veri tabanlarında ön araştırma yapılmalıdır. Örneğin, bir halı deseni için daha önce benzer bir desen tescil edilmişse, tasarım tescili reddedilebilir.
  • Hak Çakışmaları: Kümülatif koruma alındığında, hakların çakışmaması için tescil kapsamları netleştirilmelidir. Örneğin, bir tasarım tescili, ürünün teknik işlevini kapsamamalıdır.
  • Ek Koruma (FSEK): Eğer bir tasarım, estetik açıdan “sahibinin hususiyetini taşıyorsa” ve güzel sanat eseri niteliği taşıyorsa, FSEK kapsamında telif hakkı koruması da talep edilebilir. Örneğin, bir halı deseni, özgün bir sanat eseri olarak korunabilir.

Sonuç ve Tavsiyeler

Endüstriyel tasarım tescili, bir ürünün estetik yönlerini; patent tescili ise teknik ve işlevsel yönlerini korur. Bir ürün, hem teknik bir yenilik hem de estetik bir özgünlük içeriyorsa, Türk hukukunda SMK kapsamında kümülatif olarak her iki koruma türüyle de tescil edilebilir. Örneğin, bir halı deseni estetik olarak tasarım tesciliyle, dokuma teknolojisi ise patentle korunabilir. Ancak, her iki tescil için ayrı başvuru yapılmalı ve yenilik ile ayırt edicilik/buluş basamağı şartları sağlanmalıdır.

Tavsiyeler:

  • Patent Vekili Desteği: Patent ve tasarım başvuruları teknik ve hukuki uzmanlık gerektirir. TÜRKPATENT’e kayıtlı bir patent vekiliyle çalışmak, başvuru sürecini kolaylaştırır ve reddedilme riskini azaltır.
  • Ön Araştırma: Başvuru öncesi detaylı bir patent ve tasarım araştırması yapılmalıdır. Örneğin, halı deseni için WIPO’nun veri tabanında benzer desenler kontrol edilmelidir.
  • Stratejik Planlama: Ürünün hangi yönlerinin korunacağı (teknik mi, estetik mi, her ikisi mi) önceden belirlenmeli ve buna uygun tescil stratejisi geliştirilmelidir.
  • FSEK Dikkate Alınmalı: Estetik tasarımlar için telif hakkı koruması da değerlendirilmelidir, özellikle halı gibi sanatsal unsurlar içeren ürünlerde.

    Ayrıntılı bilgi almak için0216 553 22 23 telefon üzerinden hemen bizimle iletişime geçebilirsiniz. İletişim bilgilerimiz için tıklayın.
[...]

Read more

Buluşum Patentlenebilir mi? Patent Araştırması Yapmadan Başvuru Yapmak Ne Kadar Riskli?

Patentlenebilir , patentlenebilir buluşlar , Patentlenebilirlik Araştırması , Patentlenebilirlik Kriterleri , Patentlenebilir Buluş Türleri , Patent Nasıl Alınır , Patent Nasıl Alınır Süreçler , patent nasıl alınır kısaca

Giriş

Her yaratıcı kişi bir noktada şu soruyla baş başa kalır:
“Benim buluşum patentlenebilir mi?”

Eğer siz de yeni bir ürün, yöntem veya sistem geliştirdiyseniz, önce şu sorunun yanıtını bilmeniz gerekir:
Bu teknik fikir gerçekten ‘buluş’ olarak kabul edilebilir mi ve daha önce biri bunu yapmış olabilir mi?

Bu yazıda, bir fikrin patentlenebilirliğini nasıl anlayacağınızı, neden mutlaka ön araştırma yapılması gerektiğini ve ön araştırma yapılmadan başvuru yapılmasının doğuracağı riskleri örneklerle anlatıyoruz.

1. Patentlenebilirlik Şartları Nelerdir?

Bir fikrin patent alabilmesi için üç temel kriteri karşılaması gerekir:

1. Yenilik

Buluş, dünya çapında daha önce açıklanmamış olmalıdır.
Patent veri tabanlarında, internette, kitaplarda veya kamuya açık herhangi bir yerde yer alan bilgiler yenilik kriterini bozar.

Örnek:
Bir makine parçasını geliştirdiniz. Ama aynı çözüm, 3 yıl önce Almanya'da bir patentte yayınlanmışsa, buluşunuz yeni değildir.

 2. Buluş Basamağı

Alanında uzman bir kişinin kolayca akıl edemeyeceği kadar yaratıcı ve teknik çözüm içermelidir.

Örnek:
Sadece bir musluk kolunun rengini değiştirmek patentlenemez. Ama bu renk değişiminin ısıya göre otomatik olması gibi teknik bir fark varsa, buluş basamağı olabilir.

3. Sanayiye Uygulanabilirlik

Buluş, herhangi bir sanayi dalında üretilebilir veya uygulanabilir olmalıdır.
Tamamen soyut fikirler, hayaller, matematik kuralları, oyun fikirleri bu kapsam dışındadır.

Örnek:
“Zihinsel enerjiyi artıran pozitif düşünce sistemi” gibi bir fikir patentlenemez.
Ama bu amaçla çalışan ölçülebilir bir cihaz varsa, sanayiye uygulanabilirlik sağlanır.

2. Patent Araştırması Neden Şart?

Patent başvurusu yapmadan önce mutlaka bir ön araştırma yapılmalıdır.
Çünkü:

  • Zaman kazanırsınız: Önceden benzer patent olup olmadığını bilmek, size boş yere başvuru yapma ve bekleme zahmetini önler.
  • Maliyetleri kontrol edersiniz: Patent almak ciddi maliyetler içerir. Reddedilecek bir başvuruya bütçe ayırmak israf olur.
  • Buluşunuzu geliştirirsiniz: Araştırma sırasında benzer örnekleri görüp, kendi çözümünüzü daha iyi hale getirebilirsiniz.

3. Araştırma Yapmadan Başvuru Yaparsanız Ne Olur?

❌ Reddedilme Riski Çok Yüksektir

Türk Patent ya da uluslararası ofisler, araştırma raporunda “benzer patentler var” diyerek buluşunuzu reddedebilir.

Gerçek bir örnek:
Bir müşteri “portatif mangal sistemi” için patent başvurusu yaptı. Ancak 2006 tarihli bir Alman patenti bire bir aynı çözümü içeriyordu.
Sonuç? Başvuru reddedildi.

❌ Zaman ve Para Kaybı

Araştırma yapmadan yapılan her başvuru, minimum 2 yıl sürebilir ve harç + vekil ücretleri ile binlerce TL gider oluşturur.

❌ Rakiplerin Radarına Girmek

Zayıf bir başvuru, rakiplerin sizi daha baştan bertaraf etmesine neden olabilir.
Onlar sizin başvurunuzu görür ama siz onların patentlerini görmemiş olursunuz.

4. Patent Araştırması Nasıl Yapılır?

1. Profesyonel Yardım Alın

Patent vekilleri, sizin için ulusal ve uluslararası veri tabanlarında tarama yapar (WIPO, EPO, USPTO vs.).

2. Kendiniz Ön Tarama Yapabilirsiniz:

Anahtar kelimeleri İngilizce girerek araştırın.
Ama unutmayın, detaylı teknik sınıflama ve benzerlik analizi için uzman bakışı gerekir.

5. Sonuç: Önce Araştır, Sonra Başvur!

Bir fikrin “orijinal” olduğuna inanmak kolaydır. Ancak dünyada her yıl 3 milyondan fazla patent başvurusu yapılmaktadır.
Bu kadar yoğun bilgi arasında, bir şeyin daha önce yapılmamış olması nadir bir durumdur.

Patent başvurusu yapmadan önce profesyonel araştırma yaptırmak, başarılı ve güçlü bir patentin ilk adımıdır. Ayrıntılı bilgi almak için 0216 553 22 23 telefon üzerinden hemen bizimle iletişime geçebilirsiniz. İletişim bilgilerimiz için tıklayın.[...]

Read more

Faydalı Model mi Patent mi? Hızlı Koruma Uğruna Ne Kaybedilir, Ne Kazanılır?

Patent mi , Faydalı Model mi , Faydalı model başvurusu , Yenilik , buluş basamağı , Patent Koruma Süresi , Patent Araştırma/İnceleme Süreci , Yerli Girişimciler

Türkiye’de buluş sahiplerinin sıkça karşılaştığı bu ikilem—“Patent mi, Faydalı Model mi?”—hem stratejik hem de zamansal açıdan çok önemlidir.

Giriş

Yeni bir ürün geliştirdiniz. Belki aylarınızı, belki yıllarınızı verdiniz. Şimdi sıra geldi hukuki korumaya. Karşınıza çıkan ilk soru:
Patent mi almalı, yoksa faydalı model mi?

Birçok buluş sahibi, özellikle de Türkiye’de, “Faydalı model başvurusu daha hızlı sonuçlanıyor, o halde onu yapalım” diyerek hareket ediyor.
Peki bu yaklaşım her zaman doğru bir strateji midir?

Gelin, konuyu tüm yönleriyle inceleyelim.

1.Faydalı Model Başvurusu Neden Hızlı Sonuçlanır?

Çünkü faydalı model başvuruları yenilik incelemesine tabi tutulur, ancak buluş basamağı incelemesine tabi değildir.
Ayrıca üçüncü kişilerin görüşleri için uzun süreli bekleme aşamaları da bulunmaz.

Ortalama süre:

  • Faydalı Model Belgesi: 1-1.5 yıl içinde alınabilir.
  • Patent Belgesi (incelemeli): 2–4 yıl sürebilir.

Bu nedenle hızlı ticarileştirme veya yatırımcıya belge göstermek isteyen girişimciler, faydalı modeli daha cazip buluyor.

2. Ama Ne Kaybediyoruz?

Faydalı modelin eksik olduğu noktaları şöyle özetleyebiliriz:

Özellik

Patent

Faydalı Model

Yenilik

Evet

Evet

Buluş Basamağı

Evet (zorunlu)

❌ Gerekli değil

Koruma Süresi

20 yıl

10 yıl

Usul / Yöntem Koruması

✅ Evet

❌ Korunmaz

Araştırma/İnceleme Süreci

Uzun, detaylı

Hızlı, yüzeysel

İtiraz ve Hukuki Dayanıklılık

Güçlü

Daha zayıf

3. Ne Zaman Faydalı Model Tercih Edilebilir?

 Faydalı model başvurusu doğru tercihtir:

  • Eğer buluş mekanik-teknik bir ürüne ilişkinse (örneğin bir somun anahtarı, mobilya parçası, basit makine elemanları).
  • Buluş yöntem içermiyor, sadece fiziksel bir yapıdan ibaretse.
  • Korumayı hızlıca almak çok önemliyse (örneğin yatırım turuna çıkılacaksa, fuara katılım varsa).
  • Tescil sonrasında zaten hızlı ticarileştirilecekse ve 10 yıl koruma yeterli görülüyorsa.
  • AR-GE yatırımı sınırlı yapılmış, buluşun “derinliği” az ise.

Örnek:

Yeni bir perde rayı sistemi geliştirdiniz. Ray, perdeyi daha kolay sürükleyen özel bir eğim içeriyor. Ama temel olarak yapısal bir geliştirme.
Faydalı model başvurusu oldukça uygundur.

4. Ne Zaman Faydalı Model Yanlış Tercih Olur?

 Faydalı model başvurusu risklidir:

  • Eğer buluş bir yöntem içeriyorsa (örneğin su arıtma yöntemi, sinyal işleme algoritması, yazılım temelli sistem) faydalı model başvurusu yapılamaz.
  • Eğer buluş karmaşık teknik özellikler içeriyorsa ve pazarda uzun vadeli korunması gerekiyorsa.
  • Rakipler tarafından itiraz edilme olasılığı yüksekse.
  • Uluslararası tescil düşünülüyorsa (pek çok ülke faydalı modeli tanımaz).
  • Yüksek AR-GE yatırımı yapılmışsa ve daha güçlü koruma arzu ediliyorsa.

Örnek:

Yeni bir veri sıkıştırma algoritması geliştirdiniz. Hızlı ve enerji verimliliği yüksek.
Faydalı modelle korunamaz. Bu bir yöntemdir.
Patent başvurusu gereklidir.

5. Hibrit Strateji: Önce Faydalı Model, Sonra Patent?

Eğer buluş yöntem içermiyorsa ve patent incelemesi sürerken “bekleyecek zamanınız yoksa”, bu yöntem düşünülebilir:

  1. Önce faydalı model başvurusu yapılır.
  2. Hemen koruma başlar, yatırımcılara gösterilecek belge alınır.
  3. Eşzamanlı olarak ya da sonrasında patent başvurusu yapılır.

Ancak aynı buluş için bu ikisi aynı anda geçerli olamaz. Faydalı model belgesi varsa patent verilmez. Stratejik bir dönüşüm planlanmalıdır.

6. Gerçek Hayattan Örnek: Yerli Girişimciler

  • Girişimci A, yeni tip bir bisiklet kilidi geliştirdi. Mekanik yenilik içeriyordu, ticarileşmeye hazırdı. Faydalı model başvurusu yaptı ve 12 ayda belge aldı, fuara katıldı, yatırım aldı.
  • Girişimci B, yeni nesil bir robot kontrol sistemi geliştirdi. Yöntem temelliydi. Faydalı model yapmayı düşündü, uygun olmadığı anlaşıldı, patent başvurusu yapıldı ve PCT başvurusu ile globalleşti.

7. Sonuç: Hız Her Zaman Avantaj mı?

Hayır. Faydalı modelin hızı bir avantajdır ama bu hıza karşılık aldığınız koruma daha zayıf olabilir.
Hızlı sonuç almak isterken uzun vadeli kazanımlardan olmayın. Özellikle teknik düzeyi yüksek buluşlarda  patent her zaman daha güçlü bir kalkan sağlar.

 Özetle:

Soru

Cevap

Hızlı belge almak için faydalı model doğru mu?

Evet, ama sadece yöntem içermeyen, yapısal yenilikler için.

Tüm buluşlar için uygun mu?

Hayır. Özellikle yöntem, algoritma, yazılım temelli buluşlar için değil.

Hukuki koruması güçlü mü?

Görece zayıf. Patent, özellikle itiraz ve dava durumlarında daha sağlamdır.

En iyi strateji nedir?

Buluşun doğasına göre karar verilmeli. Gerekirse önce danışmanlık alınmalı.

 

Ayrıntılı bilgi almak için 0216 553 22 23 telefon üzerinden hemen bizimle iletişime geçebilirsiniz. İletişim bilgilerimiz için tıklayın.[...]

Read more

Hakkımızda

Meslek Patent Logo

Patent, marka ve tasarım tescilleri alanında hizmet vermek üzere 2007 yılında kurulan Protech Teknolji Danışmanlık Ltd. Şti. bünyesinde barındırdığı fikri mülkiyet uzmanları ile Türkiye'de yaratılan buluşlara patent tescili, ortaya çıkarılan orijinal tasarımlara endüstriyel tasarım tescili ve ürün isimleri, firma isimleri vb. işaretlerin korunması hususunda marka tescili konusunda müşterilerine titiz, profesyonel, süratli ve uygun fiyat politikalarına sadık kalarak danışmanlık hizmeti vermektedir.